Salda Gölü rezervi için su seviyesi düşüşüne karşı yeraltı suları ve sürdürülebilir tarım adına stratejik değişimin gerekliliğini vurgulayan içerik.
Salda Gölü, turkuaz rengi sularda ve beyaz kumsallarıyla tanınan, Burdur yakınlarında yer alan özel bir ekosisteme sahiptir. Son yıllarda su seviyesinde önemli bir çekilme gözlemlenirken, bu durum bölgenin ekolojik dengesi ve yerleşimlerin sürdürülebilirliği üzerinde kaygıları artırıyor.
Yer altı sularının çekilmesiyle ilişkili baskılar, turizm ve tarım faaliyetlerinin yoğunluğundan kaynaklanan talep baskılarıyla birleşince, Salda Havzası’nda su dengesinin kritik bir noktaya geldiğini gösteriyor. Yeşilova Belediye Başkanı Okan Kurd, bölgede kuraklığın belirginleştiğini ve bu durumun su kaynaklarını olumsuz etkilediğini belirtiyor. “Kuraklık, yer altı ve üstü sularımızı kritik seviyelere taşıyordu. Özellikle küçükbaş hayvancılığın teşvik edilmesi, yerel su kullanımını daha dengeli hale getirebilir,” diye vurguluyor.
Az su çeken bitkilere yönelimin önemi konusunda çalışmalar olduğunu ifade eden Kurd, bölgede bitki örtüsünün çeşitliliğini korumakla birlikte tarımsal ürünlerin su verimliliğini artırmanın gerekliliğini dile getiriyor. “Çok su tüketen mısır, soya ve pancar gibi bitkiler, mevcut kuraklık koşullarında su tasarrufu açısından risk oluşturuyor. Az su çeken bitkilere geçişin sağlanması gereklidir,” diyor.
Gölün geleceği için acil tedbirler konusu, Salda Gölü havzasında barajlardan çok su tüketen bitkilere su verilmemesi politikasıyla ilişkilendiriliyor. Bu yaklaşım, üreticilerin yer altı sularına yönelmesini tetiklerken, havzada su seviyelerinin daha hızlı düşmesine yol açabiliyor. Kurd’a göre, yer altı sularının hızlı tüketilmesi durumunda gölün su hacmindeki azalma da hızlanıyor ve bu durum ekosistemdeki canlı çeşitliliğini ve bitki desenini tehdit ediyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın konuyla ilgili hızlı ve kararlı adımlar atması gerektiğini ifade eden başkan, Salda Gölü’nün mevcut durumunun riskli bir noktaya ulaştığını vurguluyor. “Bu yaz, gölün su seviyesinde 3–4 metre civarında hızlı bir çekilme yaşadık. Gölü korumak için havza ve alan yönetimini güçlendirmek, konuya daha geniş bir ilgi göstermek gerekiyor,” diyor. Bu görüşler, bölgenin su yönetimi ve ekosistem bütünlüğü açısından kritik kararların alınmasını gerektiriyor.