Rojin Kabaiş Olayı’nda adli tıp bulguları ve olayın insan izi üzerindeki etkisini kapsayıcı, bilgilendirici bir inceleme ve yorum.
27 Eylül 2024 tarihinde kaybolan ve 15 Ekim 2024’te Van Gölü Mollakasım mevkisinde cansız bedeni bulunan Rojin Kabaiş’e ilişkin adli incelemeler, mevcut bulgulara dayanılarak sonuçları paylaşmıştır.
Adli Tıp Kurumu’nun otopsi ve laboratuvar analizleri sonucunda; diezden alınan örneklerde Rojin Kabaiş’e ait DNA’nın bulunduğu, ancak sternal bölgede ve vajinal bölgede rastlanan iki farklı erkek DNA profili için ölüm sonrası temas ya da çevresel kontaminasyon ihtimalinin dışlanamadığı ifade edilmiştir. Bu farklı DNA profillerinin bulaşma yoluyla mı ortaya çıktığı konusundaki belirsizlik vurgulanmıştır; bulaşmanın nedenleri olarak cesedin su içinde kalması ve sürüklenmesi, bulunduğu yerde çevresel temas ve olay yeri ya da nakil sürecindeki temas gösterilmiştir.
Cinsel saldırı ihtimaline ilişkin bulgu bulunmadığı açıklamasında, vücuttaki darp, şiddet veya zehirlenmeye işaret eden bir tıbbi delil tespit edilmediği ayrıca ölümün kaybolduğu gün olan 27 Eylül 2024 civarında gerçekleştiği ve cesedin bir süre su içinde kaldığı düşüncesinin altı çizilmiştir. Mevcut veriler, ölümün suda boğulmadan kaynaklandığını göstermektedir; fakat olayın nasıl meydana geldiğine ilişkin kesin bir yargıya varılamamıştır.
KESİN TIBBİ DEĞERLENDİRME YAPILAMIYOR ifadesiyle, yaklaşık 18 günlük süreçte kayıp ile bulunma arasındaki süre ve yapılan laboratuvar incelemeleri, boğulmanın intihar, kaza ya da başkası tarafından müdahale sonucunda mı gerçekleştiğine dair kesin bir tıbbi sonucunu engellemiştir. Sonuç olarak, Adli Tıp Kurumu mevcut bulgular ışığında ölümün suda boğulma sonucu meydana geldiğini bildirmiş; ancak olayın oluş şekli (intihar, kaza veya dış etken) konusunda net bir kanaate varılamamıştır.