Ev içi duman ve yaşam tarzı faktörlerinin pasif içiciliğin meme kanseri üzerindeki etkisini inceleyen kapsamlı bir analiz. Sağlık bilgilendirmesi için faydalı
Pasif sigara dumanına maruz kalmanın meme kanseri riskini, özellikle içilmeyen kadınlarda bile, önemli ölçüde artırdığı bilimsel bulgularla destekleniyor. 1984-2022 arasındaki 63 çalışmanın değerlendirildiği bir meta-analiz, ev içinde dumana maruz kalan kadınlarda meme kanseri riskinin %17 oranında arttığını gösterdi. Ayrıca eşinin sigara kullanması durumunda risk yaklaşık %16 artarken, çalışma ortamında dumana maruz kalmanın da belirgin bir artışa yol açtığı, ancak genel popülasyona kıyasla anlamlı bir yükseklik yarattığı bulunmuş durumda.
Maruziyet arttıkça riskin büyümesi konusu da çalışmanın dikkat çekici noktalarından. Günlük olarak yaklaşık 20 dumanına maruz kalan bir kadında meme kanseri riski yaklaşık %38 artarken, 40 yıl boyunca pasif içici olanlarda bu oran %29’a, 40 paket-yıllık maruziyette ise %50’ye kadar çıkıyor. Bu veriler, sigara kullanım yoğunluğu ile meme kanseri arasında doğrudan bir ilişki olduğunu net biçimde gösteriyor.
Çocukluk döneminde pasif duman etkisinin uzun vadeli sonuçları da önemini koruyor. Ergenlik öncesi ve gençlik dönemlerinde maruz kalan çocuklarda DNA hasarı oluşabildiği ve bu hasarın ileride kansere dönüştüğüne dair ipuçları var. Ebeveynlerinden biri sigara içen çocukların yaşamlarının ilerleyen yıllarında meme kanseri riskinin artabileceği vurgulanıyor.
Dünya ve Türkiye verileri doğrultusunda meme kanseri, dünya genelinde kadınlarda en sık görülen kanserlerden biri. WHO GLOBOCAN 2020 verilerine göre 2020 yılında yaklaşık 2,3 milyon kadına yeni meme kanseri tanısı kondu; aynı yıl 685 bin kadın ise bu hastalıktan dolayı hayatını kaybetti. Türkiye’de her yıl yaklaşık 20 bin kadına meme kanseri tanısı konuluyor ve bu tablo 30’lu yaşlardaki kadınlarda da görülmeye başlandığını gösteriyor. Bu durum, genç kuşakların farkındalığını ve koruyucu önlemlerin önemini işaret ediyor.
Erken teşhis, tedavi başarısını yükseltiyor. Günümüz tedavi yaklaşımlarında meme kanseri her evrede tedavi edilebilirken, erken dönemde tespit edilen vakalarda 5 yıllık sağ kalım oranı %90’ın üzerindedir. Bu da tarama programlarına katılımın hayati önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
İçecek ve yaşam tarzı riskleriyle mücadelede ise dumanlı havanın azaltılması ve pasif içiciliğin önlenmesi kritik bir rol oynuyor. Ev ve iş yerlerinde dumansız hava sahasının benimsenmesi, özellikle çocuklar ve kadınlar için korunma açısından büyük önem taşıyor. Bilinçli davranışlar, korunma ve erken tarama ile sessiz riske karşı etkili adımlar atılabilir.