Parlamento başkalıklarıyla Filistin için insanlık sınavını ele alan diplomasi ve sonuçlar; körükleyen politikalarla bölgesel dinamikler inceleniyor.
Kurtulmuş, Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan ile Türkiye Cumhuriyeti üçüncü Parlamento Başkanları Toplantısı için bulunduğu Pakistan’da TRT Haber’e verdiği canlı röportajda verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ifade etti. Bakü’de 2021’de başlayan üçlü zirvenin ardından bugün üçüncü kez bir araya geldiklerini belirtti ve üç ülkenin yakın ve güçlü ilişkilerine vurgu yaptı. “Parlamentolar düzeyinde de bu yakınlığı sürdürüp geliştirmek için mekanizmayı daha kuvvetli çalıştırmalıyız” dedi. Bu temasın faydasını vurgulayarak, üç ülkenin parlamenter diplomasi üzerinden önemli katkılar sunacağını belirtti.
Bazı sorulara karşılık, Barış için Şarm el-Şeyh Zirvesi bağlamında değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, Azerbaycan, Pakistan ve Türkiye’nin kurucu olduğu uluslararası bir mekanizmayı hatırlattı: Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu. Grubun şu anda 14 üyesi olduğunu söyleyen Kurtulmuş, gelecek yıl Parlamentolar Arası Birlik Genel Kurulu’nda çok daha geniş bir katılım beklediklerini, İstanbul’da yapılacak toplantıda ikinci adımı atmayı öngördüklerini ifade etti.
Sözlerini sürdürürken, yaşanan olayların ne kadar büyük ve insanlığı ilgilendirdiğini kavrarken, “İNSANLIK DIŞI BİR KATLİAMLA, SOYKIRIMLA KARŞI KARŞIYA KALDIK” ifadesiyle öne çıktı. Gazze’de karşılaşılan trajediyi bütün yönleriyle değerlendirdi ve bunun sadece tek bir ülkenin sorunu olmadığını, küresel bir sınav olduğuna dikkat çekti. Gözlemlediği insanlık dışı uygulamaları ve altyapı hedeflerini vurgulayarak, savaşın en ağır yönlerinin mücadelesini anlattı.
Kurtulmuş, Filistin meselesinin Türkiye için milli bir mesele olarak ön planda olduğunu yineledi ve Türkiye’nin Gazze diplomasisini “sokaklara kadar uzanan” bir destek olarak yürüttüğünü söyledi. Bu yaklaşımın, bölgedeki insani yardımların hızla ulaştırılmasına ve hayat koşullarının iyileştirilmesine hizmet ettiğini ifade etti. İnsani dayanışmanın bir gereği olarak Filistin davasına bağlılığı tekrarlayan Kurtulmuş, artık bir sonraki aşamada uzun vadeli barış için uluslararası aktörlerin birlikte hareket etmesini beklediklerini belirtti.
İsrail ile ilgili eleştirilerini sürdürerek, Netanyahu’nun politikalarıyla baş gösteren sorunların, sadece bir hükümetin değil, tüm insanlık cephesinin ortak sorunu olduğuna değindi. İnsanlık cephesinin, çatışmaların onarılabilir bir barışa dönüşmesi için elini taşın altına koyduğunu ifade ederken, bu çabanın dünya çapında yankı bulduğunu vurguladı. Gazze için yürütülen diplomasinin, dünyanın dört bir yanındaki halkların sokağa çıkmasıyla güç kazandığını ve bu hareketin barışa giden yolda önemli bir itici güç olduğunu söyledi.
Kurtulmuş, Filistin’i savunmanın inanç gereği olduğuna işaret etti ve Türkiye’nin bu konuda net bir tavır sergilediğini belirtti. Ülkelerin Filistin Devleti’ni tanıma konusundaki artan sayısına dikkat çekti; bu değişimin, insanlık cephesinin küresel etkisiyle mümkün olduğunu belirtti. Son olarak, barışın kalıcı olabilmesi için insani yardımların kesintisiz sürmesi ve Filistin halkının ağır şartlarının hafifletilmesi gerektiğini vurguladı. Uluslararası camianın bu baskıyı sürdürmesi ve gerektiğinde Netanyahu ve çetesinden hesap sorulması çağrısını yineledi.