Özgür Özel, İzmir’deki siyasi gelişmeler ve operasyonlara sert tepki gösterdi. Güncel detaylar ve analizler için haberimize göz atın.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir’de partisinin İl Başkanlığı önünde toplanan kalabalığa hitap ederek önemli açıklamalarda bulundu. “Motivasyonumuzu bozmak ve üzerimizde baskı kurmak amacıyla dün sabah gerçekleştirilen operasyonlar, bizim kararlılığımızı sarsmaya yetmedi,” diyerek sözlerine başladı. İzmir’de bulunmasının temel sebebinin, karşılaştıkları bu zor ve tatsız gündem olduğunu belirtti.
Özel, sözlerine şöyle devam etti: “Dün sabah saatlerinde gerçekleştirilen operasyonlar, adeta bir tiyatro sahnesini andıran, düzenlenmiş bir film gibi organize edildi. Yüzlerce polis aracının katılımıyla, drone görüntüleri eşliğinde, özel görüntülerin servis edilmesiyle gerçekleştirilen bu operasyonlar, kişilerin onurunu ve haysiyetini hedef alan kara propagandaya dönüşmüş durumda. İlk günden beri ifade ediyorum, İstanbul ve İzmir’deki yerel yönetici ve yöneticilerimiz hiçbir şekilde yargıdan muaf değildir; önemli olan, yapılan işlerin adil ve hakkaniyetli olmasıdır.”
Özel, partisinin en güçlü olduğu yerlerden biri olan İzmir’de yaşanan gelişmeler hakkında şunları dile getirdi: “Amiral gemisi konumundaki İzmir’de birbirimize düşürmeye çalışan, birbirimizi suçlayan ve karalayacak nitelikteki ifadeler kullanmak kimseye fayda getirmez. Oysa ki, hepsi detaylı şekilde incelenmekte ve gözlerimizin önünde durmaktadır. Ben, bir CHP üyesi olarak, partimden herhangi bir yanlış yapan olursa, ona karşı durmam, aksine onun yanında olurum. Bu çatışma ve nifak tohumlarına karşı uyanık olmak, birlik ve beraberliğimizi korumak zorundayız. Efendim, Özgür Özel kurultayda kendisini destekleyenlere sahip çıkmış, Tunç Soyer ise karşısında duruyormuş; bu iddialar tamamen asılsızdır. CHP’nin bu süreçte yaşadığı yaralar, doğru iletişim ve birliktelikle aşılır.”
Özel, operasyonlara ilişkin tepkisini şöyle dile getirdi: “Dün sabah gözaltına alınanlar arasında Tunç Soyer var mı? Bu sorunun cevabı net, çünkü böylesi büyük ve organize operasyonlarla kaçmak mümkün değildir. Eğer gerçekten kaçmak isteyen olsaydı, 3-4 yıl boyunca süren bu süreçte defalarca kaçabilirdi. Ama gerçek şu ki, ne Soyer’in, ne de diğer görev yapan ve sorumluluk sahibi arkadaşlarımızın veremeyecekleri hesaplar var. Bu nedenle, akıllarını başlarına almalı ve yapılanların aslında siyasi bir operasyon ve algı yönetimi olduğunu anlamalılar. Gözaltı ve operasyonların, kameralar önünde yapılan ve kamuoyunu manipüle etmeye yönelik olduğunu görmek zor değil. Bu süreç, tamamen siyasi ve maksatlı bir girişimdir, halkın iradesini ve partimizin itibarını zedelemeye yönelik bir çabadır.”