Niyazi Sayın’ın ardındaki mirası ve Türk musikisinin yaşayan efsanesine saygı duruşuyla unutulmaz bir yolculuk.
Üsküdar Valide-i Cedid Camii’nde 98 yaşında aramızdan ayrılan sanatçı için cenaze namazı, cuma namazını müteakip kılındı. Tören boyunca taziyeleri kabul eden doktor Serhat Onur, Niyazi Sayın’ın mirası ve Türk müziğine olan katkılarını değerlendirirken, onun “Türk musikisinin yaşayan efsanesi” olduğu vurgusunu sıkça tekrarladı. Defin işlemlerinin ardından sanat camiasının ve sevenlerinin başsağlığı dilekleri iletildi.
TÜRK MUSİKİSİNİN YAŞAYAN EFSANESİYDİ ifadesiyle Sayın’ın hocalarından öğrendiği bilgi ve ilmi, yüzyıllar boyunca gelecek kuşaklara aktarabilen bir figür olarak hatırlandı. Törene katılan İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Keskin, Sayın’ın Türk musikisine olan katkısını özetleyerek, onun neyzenlikten edebiyata, geniş bir sanatsal yelpazeyi kapsayan yaşamının örnek bir bağ kurduğunu ifade etti. Ayrıca, “defteri kapanmaz” sözleriyle onun mirasının yeni nesillere ilham kaynağı olacağı belirtildi.
Niyazi Sayın için anılan önemli düşünceler arasında, hocasının öğrencilerini nasıl yetiştirdiği ve müziğin ötesindeki etkileri de yer alıyor. Mimar Celaleddin Çelik, Sayın’ı yalnızca bir müzisyen olarak görmek yerine, Türk müziğinin sahnesinde köklü bir çınar olarak nitelendirdi ve onunla bağlarını kuranların bugün de bu mirası topladığını söyledi. “Bugün Türk müziği her alanda gelişim gösteriyorsa, bunda hocanın emeği tartışılmaz.”
İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu Sanat Yönetmen Yardımcısı Bahri Güngördü, Sayın ile 40 yılı aşkın bir bağa sahip olduğunu belirterek, hocanın sadece sanat dünyasında değil, edebiyat ve diğer sanatlar üzerinde de bıraktığı derin etkiye dikkat çekti. Safiyüddin Erhan ise, geçmişin ruhani ikliminin bugün saygıyla anıldığını ve Sayın’ın eserlerinde bu ruhun izlerinin sürülebilir olduğunu ifade etti. Törene katılanlar arasında İstanbul Valisi Davut Gül, emekli öğretim üyeleri ve Sayın’ın yakın çevresi ile sevenleri yer aldı.
NİYAZİ SAYIN HAKKINDA bölümünde, genç yaşlardan itibaren müzikle iç içe büyüyen Sayın’ın ney ve musikiye olan katkıları özetlendi. Ailesinin yönlendirmesiyle armonika eğitimine başlayan sanatçı, cami musikisini öğrenme konusundaki azmiyle dikkat çekti. Vatani görev sırasında eğitim alayında İstanbul Belediyesi Konservatuvarı’na adım atan Sayın, Düzgünman’ın evinde düzenlenen meşklerle musikiye ilk ciddi adımlarını attı. Üsküdar Musiki Cemiyeti ile tanıştığı dönemde ney eğitimine odaklanan Sayın, daha sonra İstanbul Radyosu’ndaki çalışmalar ile adını duyurdu ve ITÜ’de öğretim görevlisi olarak görev yaptı. Washington Üniversitesi’nde Türk müziği ve ney eğitimi veren Sayın, uluslararası isnatlarla kariyerini güçlendirdi.
BİRÇOK SANAT VE ZANAAT ÜZERİNE UZMANLAŞTI
Niyazi Sayın, ebru ve fotoğrafçılıktan tespih ve sedef kakmacılığa; elektronikten tornacılığa, gülcülükten ağaç işlerine kadar geniş bir alanda yetkinlikler gösterdi. Sanat yaşamı boyunca Halil Dikmen ile Cemil Bey’in mirasını harmanlama hedefiyle hareket eden Sayın, ney icrasında yenilikçi kalıplar oluşturarak Türk müziğinde önemli bir dönüşüm yarattı. “Sanat ahlakın uzantısıdır” düşüncesiyle hareket eden sanatçı, eserlerini her zaman insanlara fayda götürme amacıyla icra etti.