DOLAR
41,8258
EURO
48,5264
ALTIN
5.364,98
BIST
10.720,36
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Parçalı Bulutlu
Cumartesi Hafif Yağmurlu
17°C
Pazar Çok Bulutlu
18°C
Pazartesi Çok Bulutlu
20°C
Salı Hafif Yağmurlu
20°C

KADIN DÜŞMANI YİNE BİR KADIN!         – 2 / 6

10.10.2025 18:34 | Son Güncellenme: 10.10.2025 18:59
A+
A-

 

KADIN KADININ KURTU MUDUR YURDU MUDUR?    

 

 

 

Kadının kadınlığına ve erkeğin erkekliğine

yapılan şiddetin bir tanımı,

bir tarifi ve bir ölçüsü

var mı?

 

 

Ham kadınlar; karşı cinlerini kendilerinden nefret ettirirler! Mesela kıyas! Babalarını, eşini, oğullarını, erkek kardeşlerini başkalarıyla kıyaslarlar, karşılaştırırlar. Bir insanı en çok inciten şey kıyaslanmaktır. İnatçılık! Doğası gereği lider olmak isteyen erkeğe sürekli itiraz etmek, sözünü kesmek, kararlarını çiğnemek, onu fazla yorar. Tartışmak! Sonu gelmeyen sığ, basit, gereksiz tartışmalar, anlamsız savaşlar, faydasız konuşmalar insanı fazlasıyla yorar. Faydalı bir konuşma derinlemesinedir, gerektiği kadardır, bir amacı vardır, bir paylaşmadır… Çabaları küçümsemek! Bir insanın emeğini hafife almak, başarısını küçümsemek, kişiliğini görmezden gelmek kişiye yapılan bir saygısızlıktır. Sığlık! İnsanlar; duyguları basit, düşünceleri sığ, inançları hafif insanlardan uzaklaşırlar. Her yönüyle derin olan insanlar başkalarının duygularında güzellik, davranışlarında doğruluk, düşüncelerinde asillik, inançlarında yücelik olmasını bekler.

Ham kalmış kadınlar, ya ham kaldığı için kıyası yanlış yapıyor ya yanlış kıyas yaptığı için ham kalıyorlar. Kıyası doğru yapmak, doğruyu daha doğruyla kıyaslamak gerekir. Mesela kendinizi kendinizin daha iyi haliyle kıyaslayın, kendi geçmişinizle kıyaslayın. Çünkü huzur ve mutluluğun kökü doğru analiz ve doğru kıyastadır, mutsuzluğun kökü de yanlış analiz ve yanlış kıyasta. Yanlış analiz ve yanlış kıyas, dibi delik bir kova gibi su tutmaz; huzur vermez, rahat bırakmaz, mutsuz eder; yanlış yola saptırır, yara yuvarlar, ahenk gider, denge bozulur…

 

Mesela bu kadar zor olmanın, kızgın yahut üzgün olmanın nedeni ne, bunu sorgulamak ve anlamak zorundasın. Böyle olmanın nedeni şimdide değil çünkü; geçmişte ve derinlerde. En sevdiğin için bile bu kadar üzülme. Seni şu hayatta bu kadar derin üzenler, senin sevginin belki binde bir gramını dahi hak etmemiş olanlardır. Şimdi bunu değerlendirmek zorundasın. Ve yine şimdi senin yaptığın bir hata varsa onu da sorgulamak, bir çözüm bulmak ve en doğru sonuca ulaştırmak zorundasın.

Mesela kendimize, hayallerimize, hedeflerimize ve ailemize odaklanmak yerine, sosyal medyadan başkalarının hayatlarını izlemek, kendi iç bahçemizi ihmal etmemize neden olabilir. Kıyas, sessiz bir zehir gibidir. Kendini başkalarıyla ölçüp kıyaslamaya başladığında kendi değerine kör olursun, nankör olursun; kendini unutursun, unutulursun. Bu noktada kusurlu kıyaslama arttıkça şükran azalır, dışarıya odaklanıldıkça içeride kuraklık artar; başkalarının bahçesiyle ilgilenirken kendi ruhunuzun toprağı kuraklıktan çöl olmaya başlar.

Mesela dünkü halini başkasının şimdiki haliyle, yaptığın işi başkasının sonucuyla, hızınızı başkasının vardığı hedefle kıyaslıyorsunuz! Ve farkına varmadan kendine ‘ben yetersizim’ diyorsun. Peki neden kıyaslıyorsun? Öğretilen bu, bildiğiniz bu kadar ve kendinizi de güncellemedin hem de hiç! Çünkü ‘ablan gibi, arkadaşın gibi, komşun gibi ol… Ve senin yaşındayken neler yapıyorduk!’ ninnileriyle büyüdün. Kendinize değil, yaptığınız işe değer verildiğini hep gördün. Oysa herkesin hayalleri farklıydı, yönü farklıydı, yolu farklıydı; herkesin zamanı, hikayesi, mücadelesi kendine özeldi ve sen sadece kendini, kendinle kıyasladığında gerçekten büyürsün. Yoluna odaklan, ritmine güven; yönüne bak, yolunu tut… Kendini, özün istikametinde kendinle kıyasladığında unutulmaz olursun.

Mesela hiç sormadın, hiç sorgulamadın, hiç sormayı da sorgulamayı da düşünmedin. Sonra? Sonra virgülü kaybettin, daha sonra ünlem işaretini, soru işaretini de. Artık iki nokta işaretine de ihtiyacın yok. İki tırnak işareti; ruhunun sığlığına, aklının kısırlığına, duygularının basitliğine yetiyor; fazla bile geliyor, diğer işaretlere hiç ihtiyaç dahi kalmıyor! Düşüncelerin basit, ifadelerin basit, duyguların basit, davranışların basit… Başkalarına göre yaşıyorsun! Ve hayatın birçok alışkanlığının sorgulanmamış cevaplardan ibaret olduğunu da hiç bilmiyorsun! Peki şimdi ‘neden?’ diye sormaya hazır mısın?

Mesela Allah’ın bir konuda virgül koyduğu yere sen neden nokta koyuyorsun? Hikâye henüz bitmemiş, sadece bir nefeslik ara verilmiş. Hayattasın, ayaktasın, tek hakikat olan ölüm henüz gelmediğine göre ve kalem de elindeyse, hikâye yazılmaya devam ediyor. Daha soru ve ünlem işaretleri var, üst üste iki nokta, yan yana üç nokta ve bir nokta daha. Ve belki dostlarından bir yardım, iki tırnak işareti de alabilirsin. Kalem hâlâ elinde, okuyucular seni gözlüyor; bir hikâyeyi bitirip yeni bir hikâye başlatmanı bekliyor!

 

Kadının kadınlığına ve erkeğin erkekliğine yapılan şiddetin bir tanımı, bir tarifi ve bir ölçüsü var mı? Kadının kadınlığına ve erkeğin erkekliğine yapılan şiddetin ne bir tanımı ne tarifi ne de bir ölçüsü var!

 

DEVAM EDİYOR…

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.