Narin Güran’ın ölümüne ilişkin davanın son durumu ve detaylar hakkında güncel bilgiler. Olayın gelişmelerini ve mahkeme sürecini öğrenin.
Bağlar ilçesinin kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos 2024 tarihinde kaybolan ve sonrasında yapılan arama çalışmalarında dere yatağında, çuval içerisinde, üzeri 30, 25 ve 20 kilogramlık taşlar ile gizlenmiş halde cansız bedeni bulunan Narin Güran’ın ölümüne ilişkin dava, Diyarbakır 8.inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başladı. Olayın ardından amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran, suç şüphesiyle gözaltına alınarak ifadeleri alındıktan sonra, cesedi dere yatağına taşıdıkları itirafında bulundu.
Bu kişilerle birlikte, komşuları Nevzat Bahtiyar da, olay sırasında ve sonrasında suç delillerini gizlemek amacıyla cesedi dereye taşıdığı gerekçesiyle, ‘İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilerek yargılanmaya başlandı. 28 Aralık’ta yapılan ikinci duruşmada, suç ortakları olan Salim Güran, Enes Güran ve Yüksel Güran’a yine aynı suçtan ağırlaştırılmış müebbet, Nevzat Bahtiyar’a ise ‘Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Mahkeme, tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Mahkemenin verdiği karar oy çokluğuyla onandı. Ancak, mahkeme başkanı da, karar gerekçelerini detaylı şekilde sıraladı ve şerh koydu. Başkanın şerhinde, dosyada yer alan kamera kayıtları, baz raporları ve DNA analizlerinin yetersiz ve eksik olduğu, özellikle Nevzat Bahtiyar’ın hareketlerinin detaylı şekilde görüntü analiziyle incelenmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca, anne, ağabey ve amcanın birlikte ve hızlı bir şekilde Narin’i öldürdüğü yönündeki varsayımın, gerçek hayat ve olayların olağan akışına aykırı olduğu belirtilerek, tüm delillerin bilimsel ve detaylı şekilde incelenmesi gerektiği vurgulandı.
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ’ın talebi üzerine, Hindistan merkezli Brilliant Forensic Investigation (BFI) firması, olay yerlerinin ve çevresinin kameralı görüntülerini detaylı şekilde inceledi. Uzmanlar, ayrıca Almanya’dan Prof. Dirk Labudde ve Ulusal Kriminal Büro (UKB) uzmanları tarafından hazırlanan raporları da gözden geçirdi. Bu analizlerde, okul ve Dara-2 Askeri Üssü’ne ait kameraların kaydettiği görüntülerin gerçek zaman diliminden 4 dakika ve 6 dakika 45 saniye ileri olduğu tespit edildi. Yapılan detaylı teknik analiz, olay sırasında ve sonrasında yaşanan hareketleri ve gölgeleri net biçimde ortaya koydu. Dilekçeye eklenen 122 sayfalık rapor, olayın aydınlatılmasında yeni ve önemli ipuçları sundu ve Yargıtay’a gönderildi.
Uluslararası uzmanlar tarafından hazırlanan raporda, Narin Güran’ın 21 Ağustos 2024 günü saat 15.15.09’da okul kamerasında koyu renkli tişört ve şort giymiş, omzunda çapraz çanta taşımış halde görüldüğü belirtildi. Bu görüntü, gerçek saate göre yaklaşık 4 dakika geriye alınmış. O sırada, patikada yürüyüş eden Narin’in, Nevzat Bahtiyar’ın evinin yakınlarında, insan benzeri büyük gölgeler tespit edildi. Bu gölgelerin, olası bir çatışma veya kaçırma girişiminin belirtisi olabileceği ifade edildi. Saat 15.19.49’da büyük ve küçük gölgeler birbirine çok yakın konumda görünürken, küçük gölge aniden kayboldu ve büyük gölge ise, ahır yönüne doğru ilerledi. Bu gelişmeler, Narin’in kaçırılma olasılığını güçlendirdi.
Görüntü incelemeleri, Narin Güran’ın 15.16.00 ile 15.40.45 saatleri arasında evine dönüşü sırasında herhangi bir hareket veya araç giriş çıkışını gözlemlerken, Arif Güran’ın evinin çevresinde de bu süre boyunca herhangi bir insan veya araç hareketine rastlanmadı. Ayrıca, Nevzat Bahtiyar’ın, Narin’in cansız bedenini evden alıp, ahırına taşıdığı iddiasını destekleyecek herhangi bir kamera kaydı bulunmadı. 15.41.27’de köyden yaklaşık 300 metre uzaklıkta, stabilize yolda, koyu kırmızı renkli bir aracın hareket ettiği tespit edildi ve bu aracın olay sırasında köyden çıkan tek araç olduğu belirlendi. Kamera kayıtları, bu aracın Dara-2 Askeri Üssü’ne ait güvenlik kameralarına da yansıdı.
BFI ve UKB raporları, daha önce hazırlanan analizlerin hesaplama ve görüntü doğruluğu açısından hatalar içerdiğine dikkat çekti. Uzmanlar, özellikle hareket ve zaman dilimi analizlerinin güvenilirliğinin düşük olduğunu vurguladı. Bu nedenle, olayın aydınlatılması ve adli sürecin sağlıklı ilerlemesi adına, tüm delillerin bilimsel ve detaylı şekilde yeniden incelenmesi gerektiği sonucuna varıldı.
Bu süreçte, delillerin bilimsel ve teknik açıdan detaylı değerlendirilmesi, olaya ilişkin yeni bulguların ortaya çıkması ve adil bir yargılama yapılması adına büyük önem taşımaktadır. Mahkemenin aldığı kararlar ve uzman raporları, olayın gerçek yüzünü ortaya çıkarmak ve adaletin tecellisi için temel teşkil etmektedir.