DOLAR
42,0514
EURO
48,5023
ALTIN
5.409,86
BIST
10.971,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Çok Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Parçalı Bulutlu
21°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
19°C
Salı Çok Bulutlu
19°C

Nadir Toprak Elementlerinde Türkiye: Stratejik Yol Haritası ve Kilit Oyuncular

Türkiye’nin nadir toprak elementlerinde stratejik yol haritası ve kilit oyuncular: mevcut durum, fırsatlar ve geleceğe yönelik vizyon

Nadir Toprak Elementlerinde Türkiye: Stratejik Yol Haritası ve Kilit Oyuncular
31.10.2025 09:08
A+
A-

Gündemi şekillendiren nadir toprak elementleri (NTE), Türkiye için de kilit bir odak haline geliyor. İTÜ Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral, Milliyet ile yaptığı görüşmede bu değerli kaynakların sadece çıkarmayla sınırlı kalmayıp, bilgi, teknoloji, sanayi ve diplomasiyle bütünleşmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye, elektrikli araçlardan rüzgâr enerjisi sistemlerine kadar modern dünyanın temelini oluşturan bu 17 kritik elemente yönelik potansiyeliyle dikkat çekiyor. Çin’in rafinaj kapasitesinin büyük bir kısmını elinde tuttuğu gerçeği ise, güvenli tedarik zincirleri oluşturmanın önemini bir kez daha ortaya koyuyor.

Esas mesele mıknatıslarda saklı ve bu yarış yalnızca kaynakları elde etmekle sınırlı değil. Miknatıslar, yeşil dönüşümün itici gücü olarak öne çıkıyor; elektrikli araç motorlarını hafifletiyor, rüzgâr türbinlerini verimli kılıyor ve hassas savunma sistemlerini güçlendiriyor. Bu alanda kritik rol oynayan dört ana element; neodimyum (Nd), praseodimyum (Pr), disprosiyum (Dy) ve terbiyum (Tb), küresel NTE ticaretinin büyük bir bölümünü oluşturuyor. Yetenekli işleyiş ve sanayide entegre üretim kapasitesi, güç dengesini belirleyecek önemli etmenler arasında.

Türkiye’nin nadir toprak rezervleri, yalnızca doğal kaynaklar olarak değil, endüstriyel bir sınav olarak da değerlendiriliyor. Eskişehir Kızılcaören’deki laboratuvar çalışmaları, seryum, lantan ve Nd/Pr karışımlarında %99’un üzerinde saflık oranlarına ulaştı. Eti Maden’in pilot rafinasyon tesisi planları, keşiften üretime geçiş yönündeki somut adımları işaret ediyor. 2018 yılında TENMAK çatısı altında NATEN’in kurulmasıyla, politika, teknoloji ve Ar-Ge faaliyetleri uyum içinde yürütülüyor. Ulusal planda güvenli tedarik zincirleri ve yerli üretim hedefleri önceliklendirilmiş durumda.

Değeri en yüksek dört nadir element arasındaki hareketlilik, ekonomideki marjların rafine edilmesi ve tedarik akışlarının izlenmesindeki zorlukları da beraberinde getiriyor. Özellikle rüzgâr ve savunma sanayisi için kritik olan Dy ve Tb talebinin önümüzdeki yıllarda artması bekleniyor. Bu tablo, yüksek saflıkta mıknatıs oksitlerini üretebilen ülkelerin jeopolitik avantaj elde etmesini sağlayabilir. Türkiye, bu dengeyi kendi çıkarları için kullanarak, arz güvenliği ve esneklik sağlayacak bir üretim ağı kurabilir.

Yerli mülkiyetin korunması konusunda ise Çin’in madencilikten rafinasyona kadar olan zincirdeki hâkim konumu dikkat çekiyor. Batı ülkeleri, kamu-özel ortaklıklarıyla kapasite inşa çalışmalarını sürdürürken Türkiye’deki temel yapı taşları hızla olgunlaşıyor: Kızılcaören laboratuvar ayrıştırmaları, MTA ve Eti Maden’in pilot projeleri ve üniversite tabanlı hidro-maden ve alaşım araştırmaları bir araya geliyor. NATEN, bu bütünleşmeyi koordine ederek bilim ile sanayi arasındaki köprü vazifesini görüyor. Ancak solvent ekstraksiyonu, atık yönetimi ve radyonüklid denetimi gibi karmaşık süreçlerde uluslararası iş birliklerine ihtiyaç sürüyor.

Hangi model güvenli ve verimli olabilir? En etkili küresel yaklaşım, yerli mülkiyetin korunup yabancı süreç bilgisinin kontrollü transfer edildiği modeldir. NTE teknolojileri, tek başına bir pazar değil, birçok ortaklık ve ittifak üzerinden yayılabilir. Türkiye’nin Batı ve Doğu ile dengeli ilişkiler kurması, bu süreçte köprü rolünü güçlendirirken, sürdürülebilirlik için çevre yönetimi ve şeffaf ihracat politikaları hayati önem taşıyor.

Türkiye’nin bağlantı kurucu rolü şu düşüncelerle öne çıkıyor: Madenden mıknatısa uzanan zinciri hayata geçirerek ekonomisini yüksek teknoloji üretimiyle güçlendirebilir ve uluslararası arenada dengeleyici bir aktör olarak konumlanabilir. Kritik hammaddeler bugün için stratejik bir güç kaynağına dönüştüğünden, Doğu ile Batı arasındaki güvene dayalı ilişkiler, tedarik güvenliği ve adil ticaret açısından Türkiye’yi kilit bir oyuncu yapabilir. Başarının anahtarı, NTE’leri yalnızca hammadde olarak görmekten çıkıp, egemenliğin temeli olarak ele almaktır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.