Meclis açılışında Türkiye Yüzyılı için irade ve hizmet vurgusu; vizyon, reform ve toplumsal kalkınma odaklı bir gelecek mesajı.
Meclis Genel Kurulu, yaklaşık 2,5 aylık aranın ardından açılış toplantısıyla 28. Yasama Dönemi 4. Yılını karşılamaya giriyor. Yeni yasama yılı nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önemli açıklamaları, Meclis kürsüsünden milletle paylaşılıyor. Erdoğan’ın konuşmalarında öne çıkan ana hatlar şu şekilde özetleniyor: Meclisimizin yeni yasama yılını, milletimizin iradesinin temsil edildiği bu mekânın huzurunda karşılamanın coşkusunu paylaşıyorum. Her açılışta, o 105 yıl önceki heyecanı ve gururu hatırlarız; milletin doğrudan oylarıyla seçilmiş olan benim de bu kürsüde, milletin sessiz ama güçlü desteğini içimde hissediyorum ve bu anın gücünü tüm milletimizle paylaşıyorum.
Meclisimizin yeni yasama yılı, ülkemiz, milletimiz ve insanlık için hayırlı gelişmelere vesile olsun. Bu çatı altında geçmişten bugüne hizmet eden ve aramızdan ayrılan tüm değerli milletvekillerimizi rahmetle anıyorum. 1 Ekim 2024’te başlayan ve 21 Temmuz 2025’te tamamlanacak olan 28. dönem 3. yasama yılı, bölgesel ve küresel ölçekte önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemde yoğun bir çalışma temposu ile geçti. Gazi Meclisimizin her kademesindeki çalışanlar adına teşekkür ediyorum.
Önümüzdeki yaklaşık 10 ay boyunca getirilen teklifler, önergeler ve inşa edici eleştirilerle Türkiye’nin yasama ortamını daha nitelikli hâle getirecek her bir parlamenterimize, siyasi parti ayrımı olmaksızın minnettarlık duygularımı iletmek isterim. ASIL OLAN, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’Nİ İLELEBET MESUT, MUVAFFAK VE MUZAFFER KILABİLMEKTİR Bu sözler, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 4. ve sonraki yıllarında da aynı ruh, kararlılık ve fedakârlıkla ilerleyeceğini belirtiyor. Milletin ve ülkenin refahı, huzuru ve güvenliği her daim önceliğimizdir; vatandaşlarımızın hak ve özgürlükleri için çalışmak bizim asli görevimizdir.
Milletin ve devletin menfaati söz konusu olduğunda, Meclis’in birleşik ve kararlı duruşu her zaman belirleyici olmuştur. Karşı karşıya olduğumuz farklı siyasi rekabetlere rağmen, Türkiye söz konusu olduğunda ortak değerler üzerinde buluşma zarureti ortaya çıkar; mesele Türkiye ise geri kalan her şey teferruattır. Uzun bir geçmişin mihmandarlığıyla yürütülen mücadelemiz, milli iradenin egemenliği ilkesinin ve demokratik kazanımların güçlenmesiyle taçlanmıştır. 105 yıl boyunca bu çaba, Meclis’in üyelerinin katkıları, emeği ve gayretiyle şekillendi.
15 Temmuz gecesi, savunması milletin azmiyle yapılan Meclisimizin, darbe girişimini bertaraf ederek tekrar şanla dolu bir sayfa açmasını simgeliyor. Bu ruhu her daim canlı tutacağımıza yürekten inanıyorum. Şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle anıyor, onların cesaret ve fedakârlıklarının milletimizin entelektüel ve vicdani hafızasında yer aldığını hatırlatıyorum. Bu vesileyle, Malazgirt’ten İstanbul’un fethine, Kurtuluş Savaşı’ndan bugünlere uzanan tarihsel güç ve kararlılık hatırlarına yeniden saygı duruşunda bulunuyoruz.