Manavgat Belediye Başkanı ve Yetkililerine Yönelik Yolsuzluk Soruşturması – Detaylar

Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı, gelen ihbar sonrası ilçedeki belediye yönetimine ilişkin geniş kapsamlı bir soruşturma başlattı. Soruşturma sürecinde teknik ve fiziki takipler sonucunda Belediye Başkan Yardımcısı Engin Tüter’in makamında baklava kutusu içinde 110 bin avro rüşvet alırken suçüstü yakalandığı belirtildi. Ayrıca Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara ile birlikte belediye başkan yardımcıları, belediye meclisi üyeleri ve bazı iş insanlarının da dahil olduğu 41 şüpheli gözaltına alındı. Tutuklananlar 18, adli kontrol şartıyla serbest bırakılanlar 16, savcılık ifadelerinin ardından serbest bırakılanlar ise 7 olarak kaydedildi. Süreç içinde bazı şüphelilerin serbest bırakılmasıyla tutuklu sayısı 11’e indi.

İddianameye yansıyan ifadeler Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede turizmci iş insanı Zafer Süral, müşteki olarak ifade verdi. Süral’ın ifadesine göre uzun yıllardır lojman yapım işinin Cengiz Coşar’a verildiği, belediyenin baskısıyla lojman yapım işinin Mehmet Ali Fansa’ya devredildiği ve bu süreçte yaşanan itirazlar sonrasında Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Engin Tüter ile Niyazi Nefi Kara’nın yeğeni Hüseyin Cem Gül’ün kendisini şantiyeye çağırdığı aktarıldı. Görüşmede, toplam brüt kazancın yüzde 30’unun verilmesi yönündeki pazarlıklar dile getirildi; ancak Coşar, bu kadarını veremeyeceğini söyleyince taraflar arasında uzlaşma sağlamaya çalışıldı. Bu süreçte “ince işçilik ve seramik işleri için en ucuz teklifin yüzde 5 fazlası üzerinden anlaşma” sağlandığı belirtildi. Coşar, işin kendisinde olduğunu ancak kazancın yüzde 30’unu nakit olarak vermesi gerektiğini iddia eden taraflar ile görüşmelere girdiğini kayda geçti ve “Tamam sen başla sonra bakarız” ifadesinin kullanıldığını ifade etti.

Susurlu diyaloglar ve deliller İddianamede, Cengiz Coşar’ın Hüseyin Cem Gül ve Mehmet Engin Tüter ile buluşarak, toplam brüt kazancın yüzde 30’unun nakit olarak verilmesi gerektiğini ilettiği; Tüter’in ise bunu reddetmediğini, “sonraki süreçte bakarız” şeklinde karşılık verdiği anlatıldı. 4 Temmuz’da belediyeye giden Coşar’ın ofisine girerek, 110 bin avro bulunan baklava kutusu ve viski içeren siyah karton poşetini Tüter’in masasının yakınında bıraktığı kaydedildi. Tüter’in parayı “tamam, bir yere yazıp konuşmayalım” şeklinde reddetmediği, parayı görünce pişmanlık duyarak koridora çıktığında tehdit oluşturulduğu düşüncesiyle koruma ekiplerini bilgilendirdiği belirtildi.

İtirazlar ve savunmalar İddianamede Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara’nın ifadesine de yer verildi. Kara, Cengiz Coşar’ı tanımadığını ve söz konusu taleplerin kendisiyle ilgili olmadığını söyledi. Halkın güvenini sarsan bu süreçte, Kara “bilgim ve onayım dahilinde değildir” diye iddiaları reddetti. Başsavcılık, operasyonun sonunda örgütlü bir irtikap faaliyetine ilişkin bulgulara işaret etti ve sürecin kamu görevlilerine yönelik diğer suçlamaları da kapsayabileceğini belirtti. Ayrıca, iddianamede örgüt yapısına atıflar ve bu örgütün işleyişine dair bazı üyelerin konumları vurgulandı; kamu görevlisi statüsüne sahip olmayan Hüseyin Cem Gül gibi isimlerin de bu kapsamda sorumlu tutulabileceği ifade edildi.

İçtihat niteliğindeki sonuçlar İddianamede, Tüter ve Gül’ün birlikte müştekiye karşı “İcbar suretiyle irtikap” suçunu işlediği, Niyazi Nefi Kara ve örgüt yöneticileri olarak gösterilen diğer isimlerin ise örgüt faaliyeti çerçevesinde bu suça iştirak ettikleri ileri sürüldü. Ancak bazı yöneticilerin somut olarak olayda doğrudan yer almadıkları gerekçesiyle doğrudan iştirakleri tespit edilemese de, örgüt olarak hareket etmekle suçlandıkları kaydedildi. Itibar edilmesi gereken bir diğer nokta, kamu görevlisi olmayan bir kişinin de bu kapsamda suç işlemiş sayılabileceği yönündeki vurgu oldu.