Kürk Mantolu Madonna’nın İngiltere gündemi ve çeviri deneyimini inceleyen akıcı, kısa ve çarpıcı bir özet.

Sabahattin Ali’nin en çok konuşulan başyapıtlarından biri olan Kürk Mantolu Madonna, her yıl Türkiye’de olduğu kadar yurtdışında da dikkat çekiyor. 2016’da Madonna in a Fur Coat adıyla İngilizceye kazandırılan roman, 2025 yılında da sosyal medya etkisiyle satış rekorlarına imza etti. Maria Puder ile Raif Efendi’nin eşsiz dokunuşunu taşıyan bu öykü, yaklaşık 30 bin kopya satarak Jane Austen’in Gurur ve Önyargı’sını geride bıraktı. Okurlar, özellikle Maria Puder’in portresine ve Raif Efendi’nin içtenliğine yoğun ilgi gösteriyorlar. Ayrıca Maureen Freely ile birlikte Penguin Books için yapılan çevira işleri ve bunların yankıları da konuşulan konular arasında sayılıyor.
“Kürk Mantolu Madonna” İngiltere’de neden bu kadar popüler? Yıllar içinde Birleşik Krallık’ta istikrarlı bir satış eğilimi gösteren roman, genelde kısa ömürlü sürümlere sahip olan pek çok İngilizce romanın ötesinde bir konum edindi. Yayınevleri, kamuoyunun ilgisini canlı tutmak için yoğun gayretler gösterdi. Örneğin Londra’da ciltsiz baskı için posterler asıldı ve Penguin Classics’in editörü David Sayers, romanın tarihsel bağlamını ele alan bir giriş yazısını içeren ikinci baskıyı hazırladı. Bu adımlar, romanın üniversitelerde incelenmesini ve uzun vadeli bir okunabilirlik kazanmasını sağladı. Ancak son dönemdeki yükselişin arkasında, kitapseverler arasında büyük bir etki yaratan bir influencer faktörü de yatıyor: Jack Edwards. TikTok’ta yüzbinlerce, YouTube’da milyonlarca takipçisi olan Edwards, ana karakterin özlemi ve kalp kırıklığına olan tutkuyu aşılayan tavsiyelerle yeni okuyucular kazandırıyor.
İngiltere’deki okurların, romanla Sabahattin Ali’ye olan bağını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bazıları, eserin dönemin ötesinde evrensel bir tını taşıması nedeniyle gençlerin kendi yollarını seçme çabasını yansıtmasına bağlar. Bir üniversite öğretim üyesi olarak, gençlerin özgürlük arayışı ile ailelerin finansal güvenlik baskısı arasındaki çatışmayı anlayabildiklerini söylemek mümkün. Ancak romanı bu kadar çekici kılan unsurun, toplumsal baskıya rağmen kendi dilini bulan ve aşkını özgürce ifade eden karakter tasviri olduğuna işaret ediliyor.
İlk okuduğunuzda neler hissettiniz? Başlangıçtan itibaren yazarın üslubuna kapılmamak mümkün değil. Hikâye ne kadar zor da olsa, yazarın melodik dili ve akıcı akışı okuru derin bir duygusal yolculuğa sürüklüyor ve hissi yatıştırıyor.
“İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN” ÇEVİRİSİyle İlgili Duygular Madonna’yı çevirirken Alexander Dawe ile birlikte çalıştık. Her bölüm üzerinde yoğun tartışmalar yürüttük ve karakterlerle kurduğumuz bağı, onların bizim dünyamızdan çok kurgu dünyasına ait olduğunu hatırlamakla zorluklar yaşadık. Şu anda Sabahattin Ali’nin 1943’te yayımlanan İçimizdeki Şeytan adlı eserini İngiltere okuyucularına kazandırmayı hedefliyoruz. Ünlü alıntı, “Değerli bir şeyi kaybetmenin acısı zamanla unutulabilir. Ama kaçırdığımız fırsatlar asla bizi terk etmez ve her geri döndüklerinde canımızı yakarlar” şeklinde geçiyor ve bu ifade kitabın UK tanıtımlarında önemli bir yer tutuyor.