Kızılelma ile yerli-milli insansız savaş uçağına dair testler, entegrasyonlar ve gelecek vizyonunu yalın, akıcı Türkçeyle keşfedin.

Türk savunma sanayinin en önemli kilometre taşlarından biri olarak görülen Kızılelma, uzun süredir süren testlerin ardından ekim ve kasım aylarında da ivmesini artırdı. Son dönemde gerçekleştirilen denemeler, dünyada ilk kez kullanılan bazı sistemlerin entegrasyonu ile dikkat çekti. Örneğin TOYGUN adlı düşük görünürlüklü elektro optik hedefleme sistemi, insansız savaş uçağında başarıyla çalıştırıldı ve bu tür bir sistemin bir uçakta ilk kez başarıyla uygulanması olarak kayda geçti.
Nöbetçi denemeler, yerli ve milli imkânlarla geliştirilen MURAD AESA radarının devreye alınması ve Gökdoğan füzesiyle yapılan atışlar eşliğinde ilerledi. Ardından Kızılelma, Türk F-16’larıyla pistten yükseldi ve sanal ortamda kilit atıp vurmayı başardı. YILLARDIR VERİLEN EMEKLERİN MEYVELERİ olarak nitelendirilen süreç, yalnızca anlık başarılar içeren bir seri olmaktan çıktı; uzun yıllardır süren yoğun çalışmaların somut sonuçlarını gözler önüne serdi. Bu çerçevede platformun tamamen yerli ve milli yapılarla donatılması, süreci çok daha verimli kılıyor.
Analistler, testlerde özellikle KAAN adlı milli muharip uçak için kritik olan alt sistemlerin ve Kızılelma’da kullanılan MURAD AESA radarının daha gelişmiş versiyonlarının entegrasyonunun büyük önem taşıdığını belirtiyor. Akbaba’nın ifadeleriyle özetlemek gerekirse, “Görülen adımlar, çok daha ileri düzey iletişim ve ateşleme kapasitesiyle KAAN’a doğru atılan adımlar için bir temel oluşturuyor.” Bu bakış, Kızılelma’nın yalnızca kendi başarısı değil, gelecekteki milli güç projelerinin de veri kaynağı olacak bir altyapı olduğuna işaret ediyor.
Görüntülemeyi azaltan iç istasyonlar ile görünürlük, daha da düşecek test kapsamında son olarak F-16’lar ile uçuşlar gerçekleştirilip, simülasyon üzerinde kilit atma ve vurma başarma durumları kamuoyu ile paylaşıldı. Bu aşama, Ege Denizi ve benzeri bölgelerde yapılan hava devriye görevlerinin de güvenliğini ve operasyonel esnekliği artıracak nitelikte. Akbaba, insansız bir sistemin, daha gelişmiş bir uçakla etkileşimde bulunabilmesini kritik görüyor ve iç istasyona alınan savunma ve silah sistemlerinin ortak kullanımı sayesinde maliyet açısından da önemli bir avantaj elde edildiğini vurguluyor. Yani, uzun menzilli operasyonlar, daha düşük maliyet ve daha yüksek etkinlikle yürütülebilir hale geliyor.