Kira sözleşmesi ve tahliye taahhütnamesiyle ilgili mahkeme kararları ve Yargıtay incelemeleri hakkında detaylı bilgi ve hukuki değerlendirmeler.
Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, Konya’nın Ereğli ilçesinde yaşayan İsmail E. isimli kiracı, 15 Mayıs 2022 tarihinde ev sahibi Fadime B. ile bir kira sözleşmesi imzalamıştır. Ayrıca, taraflar arasında yapılan anlaşma kapsamında, evin 15 Mayıs 2023 tarihinde tahliye edilmesine ilişkin tahliye taahhütnamesi de aynı gün imzalanmıştır.
Kiracı, süresi dolmasına rağmen evi boşaltmayınca, 17 Mayıs 2023 tarihinde ev sahibi tarafından tahliye talebiyle icra takibi başlatılmıştır. Bu takibe karşılık, Fadime B. itiraz etmiş ve bu itirazın iptali amacıyla Ereğli 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılmıştır.
Mahkemeye sunulan savunmada, kiracı Fadime B., kira sözleşmesi yapılırken zor ve baskı altında taahhütnameyi imzaladığını dile getirmiştir. Ayrıca, kira sözleşmesinden sonra kendisine önüne konulan belgeleri imzalamayacağını belirtmiş ve imzalarken baskı altında olduğunu vurgulamıştır.
Mahkeme, tarafların sunduğu delilleri inceleyerek, tahliye taahhütnamesinin ve kira sözleşmesinin imzalanma tarihleri arasındaki farkı dikkate almıştır. Mahkeme, tahliye taahhütnamesinin 16 Mayıs 2022 tarihinde düzenlendiğine ve bu tarihte kira ilişkisinin sürdüğüne karar vermiştir. Ayrıca, iki belgenin farklı günlerde imzalandığını iddia eden tarafların beyanlarının, günlük yaşam akışına ve olaylara uygun olmadığı belirtilmiştir.
Mahkeme, tahliye taahhütnamesinin, baskı altında imzalanarak, kira sözleşmesine ek olarak düzenlendiği kanaatine varmış ve bu durumun hukuki açıdan sakınca teşkil ettiğine hükmetmiştir.
Kararın gerekçesinde, İspat yükünün kiracıda olduğu ve kiracının imza tarihiyle ilgili iddialarını başka belgelerle kanıtlaması gerektiği vurgulanmıştır. Ancak, kiracı bu yönde herhangi bir delil sunmamıştır.
Adalet Bakanlığı, mahkemenin bu kararını usul ve yasaya aykırı bularak, kanun yararına bozma talebinde bulunmuş ve karar hakkında temyiz yoluna gitmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Bakanlığın bu talebini yerinde bulmuş ve mahkemenin kararını, sonuca etkili olmamak üzere bozmuştur. Dairenin kararında, kira sözleşmesi ile tahliye taahhütnamesi arasındaki yalnızca bir günlük süre dikkate alınmıştır.
Yargıtay, yaptığı değerlendirmede, kural olarak kira ilişkisi kurulduktan sonra alınan tahliye taahhütnamesinin, kiracının serbest iradesinin ürünü olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, tahliye taahhütnamesinin 16 Mayıs 2022 tarihinde düzenlendiği ve bu tarihte kira ilişkisinin var olduğunu kabul etmiştir.
İddialarını belge ile ispatlamaya çalışan kiracı, düzenlenme tarihinin sonradan yazıldığını ileri sürmüş olsa da, bu iddiasını başka delillerle kanıtlamamış ve mahkeme bu durumu dikkate almamıştır. Bu nedenle, mahkemenin ilgili kararında usul ve yasaya aykırı davranıldığı belirtilmiş ve Bakanlığın temyiz talebi kabul edilmiştir.