Kıbrıs Politikası ve Seçim Sonuçlarının Türkiye-KKTC İlişkilerine Etkisi: Erhürman Dönemi ve Federasyon Tartışmaları

KKTC parlamentosu ile ilgili gelişmeler ve Türkiye’nin Kıbrıs politikasına yönelik mesajlar, bölgedeki değişimin nabzını yeniden belirledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tebrik açıklamasıyla başlayan süreçte, Erhürman’ın seçimi Ankara’da dikkatle izlenen bir haber olarak değerlendirildi. Türkiye, KKTC’nin egemenlik haklarını ve çıkarlarını ortak değerler çerçevesinde savunmaya devam edeceğini netleştirdi. Türk Dışişleri Bakanlığı ise Ada’nın gerçeklerine uygun bir yaklaşımın sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.

Ankara açısından beklenmedik durum ise Erhürman’ın açık ara farkla önde gelmesiydi. Anketler, Tatar’ın gerisinde görünse de sonuçların Türkiye’nin Kıbrıs politika üzerinde belirleyici olmadığı yönünde genel görüşleri güçlendirdi. Taraflar, Türkiye’nin varlığını temel almadan bir çözüme ulaşmanın mümkün olmadığını kabul ediyor görünüyor. Geçmişteki örnekler, Mustafa Akıncı’nın federasyon savunusuyla ortaya konan yaklaşımın çeşitli aşamalarda nasıl etki yarattığını hatırlatıyor. 2015’te Cumhurbaşkanı seçilen Akıncı, 2020’ye kadar görevini sürdürmüş ve federasyon modelinin uluslararası düzeyde tartışıldığı bir dönemde ortada duran uzlaşmayı hedeflemişti.

Ekonomi belirleyici bir unsur olarak öne çıkıyor. Seçim sonrası mesajlar, Ankara’da olumlu karşılandı; oy tercihinin iki devletli çözüm ya da federasyon yerine ekonomik ve iç politika odaklı konular üzerinden şekillendiği görüşü güçlendi. Erhürman’ın söylemlerinin netleşmesi için zaman gerektiği ifade ediliyor.

“Federasyon defteri kapandı” ifadesi, Erdoğan’ın ABD ziyareti dönüşünde yapılan açıklamalarda da vurgulandı. Seçim sonuçlarına bağlı olarak Türkiye’nin Kıbrıs politikalarının nasıl yönleneceğine dair sorulara yanıt verirken, şu netleşme sergileniyor: Kıbrıs konusunda tek gerçekçi çözüm, Ada’da iki ayrı devletin varlığının tanınmasıdır. Bu kararlılık, kimsenin kelime oyunlarıyla bizi federasyon tartışmalarına çekemeyeceğini gösteriyor.