Kavuşmanın zamanı: Koruyucu ailenin içten öyküsüyle kendini keşfetmeye yolculuk ve sevgi dolu bağlar.

Boran, 6 Şubat 2023’teki depremden sonra içgüdülerinin sesiyle hareket ederek e-Devlet üzerinden başvurdu. Psikoloğunun notları, yıllar önceki bir seansta söylediği sözleri hatırlatınca, bekleyişin aslında bir kavuşmanın işareti olduğuna dair farkındalığı güçlendi: Kendim doğurmasam bile mutlaka bir çocuğa annelik yapmak istediğimi not etmişim.
Bahçelievler Şeyh Zayed Çocuk Evleri Sitesi’ndeki yetkililerle yapılan ilk görüşmelerde, içten gelen bağın güçlenmesi de kayda geçti. Eşleşmeye yaklaşan süreçte, evin bahçesinde arkadaşlarıyla beklerken bir anda “Kızım burada, hissediyorum.” cümlesi ağızdan döküldü ve bu an, bir anne ile kızı arasındaki özel bağın işareti oldu.
İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne bağlı uzmanlar, kendisine eşleşen 6 aylık kız çocuğunun dosyasını incelerken, ikisi arasındaki bağın derinleştiğini hissetti. Türkmenistan uyruklu bebekle olan tarihlerinin örtüştüğü an, doğum saatinin Boran’ın doğum günü pastasındaki mum üflerken “anne” olmaya karar verdiği ana denk gelmesiyle ortaya çıktı. Nezihe Boran, kızıyla ilk karşılaşmayı bir “eşleşme” değil, uzun zamandır beklenen bir buluşma olarak nitelendirdi ve bu bağın yıllar önce kurulmuş olduğu düşüncesini paylaştı.
Sağlık açısından biyolojik olarak bir sorun olmadığını, sadece uzun süren çocuk hasretinin ardından koruyucu aile olmaya adanmayı karar verdiğini belirten Boran, bu yönde resmi başvurusunu da iletti. Psikoloğuyla yapılan görüşmede, yıllar önceki ilk seansta “kendim doğurmasam bile mutlaka bir çocuğa annelik yapmak istediğimi” ifade etmiş olduğunu hatırlatan Boran, kavuşma anında ve sonrasındaki süreçte bu düşüncenin bir kavuşma hikayesine dönüştüğünü ifade etti: Kızımla kavuşma anımızda ve ondan sonraki süreçlerde fark ettim ki bizim ki koruyucu annelik sürecinden çok ötesi, gerçek bir bağın kurulmasıydı.
KIZIMIN DOĞDUĞU SAATTE PASTA MUMUMU ÜFLERKEN ANNE OLMAYI DİLEMEDİM başlığı altında, başvuru sürecinde koruyucu aile olan kişilerin hikayelerinin etkileyici birer örnek teşkil ettiğini, eşleşmelerin güzelliğini ve çocuklar ile ailelerin kavuşmalarını gördüğünü paylaştı. Bazı ailelerin rüyalarında gördükleri kavuşmaların ertesi gün gerçekleştiğini söyleyen Boran, bazılarında ise isminin değişmesi gibi sürprizlerin de yaşandığını belirtti. Boran, bazı ailelerin rüyasında görüp ertesi gün çocuğuna kavuştuğunu dile getirerek, “Kavuşma anı, aslında uzun süre önce kurulan bir bağın gün yüzüne çıkmasıydı.” ifadelerini ekledi.
Görüştüğü uzmanlardan alacağı bilgiler ve evin uygunluk kontrollerinin ardından Boran’ın kaderi, eşleşecek kızla birleşecek eşleşmesinin özel bir anı olarak tanımlanmasını sağladı. Evde kızının geldiğinde 6 aylık olması ve ilk günlerde ağlamamış olması, sevgi evlerinde büyüyen çocukların belirli bir düzeyde uyum içinde olduklarını gösterdi. Ancak zamanla ağlamanın da bir yeniden normalleşme süreci olduğunun altını çizdi: “Onuncu gün ağladı ve bu, dünyaya yeniden entegre olmaya başladığının göstergesiydi.”
Bekar anne olarak koruyucu aile olmanın zarafetini ve duygusal zorluklarını anlatan Boran, “solo kanat” olarak adlandırdıkları bu durumu, her çocuğun sevgi dolu bir yuva bulması için yeterli gördüğünü belirtti. En büyük endişesi olan beslenme konusunu ise için için aştığını paylaştı; emzirebilme imkânı ve devlet destekleriyle bu süreci güvenli bir şekilde yürüttü. Bu çocuklar bereketli bir şekilde geliyorlar ifadesiyle, koruyucu ailelerin toplumsal olarak hak ettikleri değere vurgu yaptı.
Koruyucu ailelik başvuru sürecinde uzmanların sağladığı destek ve devletin sunduğu ayrıcalıkların üzerinde durdu. Özellikle özel okullarda burs olanakları, bu çocukların eğitim yaşamlarını güvence altına alırken, Boran’ın en büyük arzusu olan annenin rolünü bu sayede üstlendiğini söyledi. İçindeki korkuları dinleyerek, “korkmanın doğal bir parçası” olduğunu ve desteklerle bu sürecin üstesinden gelinebileceğini belirtti. Kocaman bir aile gibi hareket eden koruyucu aileler, birinin başına bir şey geldiğinde hep birlikte seferber oluyorlar; bu dayanışma, Boran’ın sözlerinde net bir şekilde yerini buldu.