Kastamonu’da korkutucu cinayet olayı ve mahkeme sürecini detaylarıyla anlatan kapsamlı bilgi. Olayın perde arkası ve gelişmeleri burada.
5 Mayıs 2024 tarihinde Kastamonu’nun Merkez ilçesine bağlı Dere köyü mevkiinde, oldukça korkutucu ve trajik bir olay gerçekleşti. Edinilen bilgilere göre, terkedilmiş halde bulunan bir araç çevresinde yapılan incelemeler sonucunda, bölgedeki su kanalında başı kesilmiş bir ceset tespit edildi. Olayı gören vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirerek yardım talebinde bulundu. Olay yerinde yapılan detaylı araştırmalarda, kayıp olarak bildirilen 48 yaşındaki Adem Yeşilgil’in cesedine ulaşılırken, cesedin 4 günlük arama çalışmalarının ardından bölgeden yaklaşık 2.200 metre uzaklıkta kafasının da bulunduğu belirlendi.
Kastamonu İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, olayla ilgili kapsamlı bir soruşturma başlattı. Yapılan çalışmalar neticesinde, olayı gerçekleştiren şüphelilerin kimlikleri tespit edilerek, olayın failleri olarak Şerife K., Niyazi K. ve E.Ö. gözaltına alındı ve emniyet müdürlüğüne götürüldü. Mahkeme süreci başlamadan önce, zanlılar adliyeye sevk edildi ve yapılan sorgular sonucunda, tutuklama kararları çıkarıldı. Ancak, E.Ö.’ye ilişkin adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakılması kararlaştırıldı.
İddianame kapsamında, sanıklar hakkında “mala zarar verme, kasten öldürme ve gece vakti silahla yağma” suçlarından dava açıldı. Mahkemedeki duruşmalarda, tutuklu sanıklar kendilerini savundu ve olayla ilgili çeşitli ifadelerde bulundu. Şerife K. ise, suçlamaları reddederek olayda herhangi bir suç unsurunun bulunmadığını ve kendisinin masum olduğunu dile getirdi. Niyazi K., yaptığı savunmada, olay sırasında yaşananları detaylandırarak, kendisini savunmaya çalıştı ve pişmanlığını dile getirdi. Ayrıca, “Ben bu adamın nasıl işine girdim, Allah belamı neden verdi bilmiyorum” diyerek, yaşananların kendisi için ne kadar büyük bir pişmanlık kaynağı olduğunu ifade etti. Mahkemede yaptığı açıklamada, “Çok pişmanım, bu olay yaşanmasaydı çok daha iyi olurdu. Kendisine buradan başsağlığı diliyorum” şeklinde duygularını dile getirdi.
Sanıklar arasında yaşanan sözlü münakaşalar ve ifadeler, olayın nasıl geliştiğine dair önemli ipuçları sundu. Şerife K. ise, “Niyazi’nin söyledikleri tamamen yalan. Kendisi, elinde silah veya telefon olmadan bana tehdit etti. Beni, çocuklarımı ve namusumu hedef aldı” diyerek, olayın aslını anlatmaya çalıştı. Ayrıca, “Allah, benim belamı verdi, kendimi çok nefret ediyorum” sözleriyle yaşadığı pişmanlığı dile getirdi. E.Ö. ise olayı bilmediğini ve suçla ilgisinin olmadığını belirterek, beraatini talep etti.
Olayın mağduru olan Adem Yeşilgil’in ailesinin avukatı, duruşmada önemli açıklamalarda bulundu. “Kesik başın yanında bulunan DNA profili, Şerife ve Niyazi’nin parmak izleriyle uyuşmaktadır” diyerek, olayın planlı ve tasarlanmış olduğunu vurguladı. Ayrıca, olay yerinde ve olay sonrası çekilen fotoğrafların incelendiğinde, sanıkların suç işleme niyetinde olduklarına dair deliller bulunduğunu belirtti. Mahkeme heyeti, savcılığın mütalaasını dikkate alarak, Niyazi K. ve Şerife K.’nin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi. E.Ö. hakkında ise, delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı verilmesini talep etti. Mahkeme, tutukluluğun devamına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.