İstanbul’a yakın faylar ve Karadeniz’in derin sesleriyle deprem olasılıklarını inceleyen kapsamlı bir rehber.

İstanbul ve çevresine yönelik deprem tehdidi, Marmara’nın yakın sularında konuşan uzmanların uzun süredir dile getirdiği bir konu olarak karşımızda duruyor. Deniz altında kırık hatlar ve sürekli hareket halinde olan faylar, geçmişte büyük acılara yol açan olayların tekrar etme ihtimaliyle gündeme geliyor. Bu kez dikkat çekense Karadeniz’in açıklarındaki faylar ve bu suların İstanbul’a olan potansiyel etkileri.
Karadeniz’deki faylar Marmara’ya göre daha nadir hissediliyor, ama varlıkları sismik hareketliliğin tek sınırı değil. Derinliklerin altında gizlenen sarsıntılar, yüzeyde görünen küçük depremlerle bile şaşırtıcı sonuçlar doğurabilir. Karadeniz’de son iki yılda Bartın, Rize ve Trabzon açıklarında 4’ten büyük sarsıntılar kaydedildi; Trabzon’un geçmişteki depremlerle ilişkili kayıtlar da bulunuyor. AFAD’ın öngörüsü, Trabzon ve Rize için 50 yıl içinde olabilecek en büyük depremin yaklaşık 6.6 büyüklüğünde olabileceğini gösteriyor; bu da şehrin kendisiyle sınırlı kalmayan bir riski işaret ediyor.
İstanbul için ise, Karadeniz’deki fayların ve bölgesel havzaların nasıl etkileşeceğini anlamaya yönelik çalışmalar sürerken, 3.7 büyüklüğündeki son deprem ve İstanbul’un kuzeyi ile güneyini çevreleyen fay hatlarının dinamikleri mercek altında. Bu deprem, bölgede deniz içindeki normal faylar ile Trakya havzasının kuzey kenarını oluşturan yapılar arasında bir gerilimi gösteriyor; korkulan ise Marmara-Trakya havzasını ve Karadeniz havzasını içeren geniş bir tektonik yapı üzerinde etkiler yaratmasıdır.
Uzmanlar, Karadeniz’in derin sularında net bir veriye ulaşmanın zorluğunu vurguluyor. Fayların konumları bilinmesine rağmen derin sular altında araştırmalara ihtiyaç var. Başkanlıkla paylaşılan değerlendirmeler, Karadeniz’in içlerindeki sıkışmış fayların bulunduğunu işaret ediyor; bu faylar, İstanbul için sarsıntı potansiyelini tamamen dışlamıyor. Küçük sarsıntılar da Karadeniz’in üzerinde ve çevresindeki sahalarda görülebiliyor.
İstila edici bir soru olarak karşımıza çıkan: Karadeniz’den İstanbul’a doğru gelen bir deprem mümkün müdür? Bölgedeki deprem tehlikesi ve Marmara’da olabilecek bir depremin tüm bölgeyi etkileyebileceği düşüncesiyle karşılaştırmalı bir yaklaşım, Karadeniz’in bilinmezliklerle dolu sularında da net yanıtlar arıyor. Prof. Dr. Şener Üşümezsoy bu konudaki düşüncelerini şu sözlerle özetledi: “Fayı net şekilde görebilirsek büyüklüklere ilişkin daha güvenli tahminler yapabiliriz; şu anda Karadeniz’deki fayların uzunluğu ve derinliği tam olarak belirlenmiş değil.”