Kamu görevlileri için sosyal haklar ve diyalog stratejilerini Işıkhan’ın vizyonuyla keşfedin; sürdürülebilir diyalog ve adil haklar için ilham veren rehber.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan başkanlığında KPDK toplantısı Bakanlıkta gerçekleştirildi. İnsani ve mali haklardaki iyileştirmelerden söz eden Işıkhan, kamuda sendikalaşmanın geçmişten günümüze kayda değer bir artış gösterdiğini belirtti. 2002 yılında kamuda sendikalaşma oranının %47 olduğunu, AK Parti dönemlerinde bu oranın %77 seviyesine ulaştığını ifade etti.
8. Dönem Toplu Sözleşme sürecinde uygulamaya konulan hayati sosyal haklardan da bahseden Işıkhan, özel hizmet tazminatı, ek ödemeler ve ek ödenekler gibi mali haklardaki artışların yanı sıra engelliler için kamu konutlarına ilave süre tanınması, kreş hizmetinin sunulması ve yükseköğretim disiplin kurullarında sendika temsilcilerinin bulunmasına yönelik iyileştirmelerin yapıldığını vurguladı.
Erdoğan liderliğindeki AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana kamu görevlileri sendikacılığında kayda değer değişiklikler gerçekleştirdiklerini söyleyen Işıkhan, şu sözlerle devam etti: “Bu değişiklikler memur sendikalaşma oranlarını önemli ölçüde artırdı. Sosyal diyalog mekanizmalarını işler durumda tutarak işçi ve memur sendikalarımızla her türlü iletişim kanalını açık tuttuk. Üçlü Danışma Kurulu toplantıları da dahil olmak üzere diğer sosyal diyalog mekanizmaları, taraflarla sürekli görüş alışverişi içinde ilerledi. Pek çok reform onların rehberliğinde hayata geçti. En öne çıkanı ise 2010 Anayasa değişikliğiyle kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarının toplu sözleşme ile belirlenebilmesine olanak sağlanmasıdır.”
“VATANDAŞLARIMIZA ÇARE OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ” Başlık altında Işıkhan, AK Parti hükümetlerinin kamu personel yönetiminde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu başta olmak üzere pek çok alanda değişiklikler yaptığını dile getirdi. Sözleşmeli personelin kadroya geçişiyle başlayan bu süreçte, benzer çözümlerle başka konularda da sorunlar giderildi; anti-demokratik uygulamalar ise sona erdi. Başörtüsü yasağı gibi geçmişteki uygulamalar kaldırıldı ve çağdaşlık adına tartışılan bazı uygulamalar tarihe karıştı. Hükümetin temel amacı, her vatandaşın özgürlük ve refahını güvence altına almak; ayrımcılık karşısında demokrasiyle durmak olarak ifade edildi. Erdoğan’ın yönetişimi altında sorun odaklı değil sorun çözücü yaklaşımlar ön planda oldu. Işıkhan, “Gelecekte de bugünkü gibi durmaksızın hizmet üretmeye ve vatandaşlarımıza çare olmaya devam edeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı.