KALİTELİ İNSAN MISINIZ? – 2
Onlar,
insanları sadece kişilik ve karakterlerine göre
hayatına alır yahut hayatından çıkarırlar;
anlık durumlarına veyahut
menfaatlerine göre değil.
Herkese karşı mesafelidir, adaletlidir ve dengelidirler. Cismini bedenini, kılık kıyafetini, mevki makamını, malını mülkünü sergileyerek değil; kimliği ve kişiliğiyle, şahsiyeti ve karakteriyle, ilmi ve becerisiyle, hal, tavır ve duruşuyla dikkat çekerler. İnsani ilişkilerinde iyi niyetli ve hedefli hareket eder; ilişkilerinde adildir, dengelidir ve mesafelidirler. Hakkını helal yollardan almayı da bilirler, hakkı sahibine teslim etmeyi de bilirler. Her şeye rağmen haklı olmaktan ziyade huzur almayı tercih ederler.
Onlar, insanları sadece kişilik ve karakterlerine göre hayatına alır yahut hayatından çıkarırlar; anlık durumlarına veyahut menfaatlerine göre değil. Her şeye rağmen özüne, şahsiyetine ve karakterine göre uygun makul bir seviyede kalırlar. Kendilerine özgü bir halı, tavrı ve tarzı; heybetli bir yürüyüşleri vardır. En zirvede de en dipte de olsa dosdoğru bir yol üzere yürürler. Özüne uygun, tarihine uygun, şahsiyetine uygun, değerlerine uygun olanı cesurca yaparlar.
Her zaman her şeyi kazanabilirsiniz de kaybedebilirsiniz de. Fakat kaliteli insanlar daima kendileri olurlar ve kendileri olarak kalırlar. Çünkü onlar kendini kaybettiklerinde neler olacağını iyi bilirler. ‘Bitti’ demeden, imkân da zaman da ortam da ve en kıymetlisi umut da varsa kaliteli insanlar her şeyin yeniden başlayacağını iyi bilirler. Ruhsal, zihinsel ve duygusal çöküşe girmediği sürece hiçbir şey bitmediğinin ve mutlaka bir umudun var olduğunun hep farkındadırlar.
Kaliteli insanlar, İbn Arabi’nin derin tespitiyle ‘kendi inancınızda, farklı inançları yok sayacak derecede kaybolmayanlardır.’ Ve onlar edebi taç bilmişler nur-ı Hüda’dan ve giymişler kurtulmuşlar her beladan…
Kaliteli insan, yaptığı her işte ‘ben nasıl bir değer üretiyorum?’ diye bakarlar. Ona göre, etki yaratamadığı hiçbir şeyin değeri yoktur. Zaman zaman yavaşlar, sakin kalır, oturur, durur ve zihnini kışa hazırlık yahut ilkbahara hazırlık babından baca temizliği yapar gibi temizlerler. Ve sırtında, değer üretmeyen hiçbir şey taşımak istemiyorum der ve yaptığı her işte bir etki yaratmaya çalışırlar. Bir yerde işler iyi gidiyorsa işin içinde doğru insanlar, kötü gidiyorsa yanlış insanlar var demektir. Kaliteli insanlar hep o doğru ve değer üreten insanlar olmuşlardır.
Kaliteli insanlar, başkaları hakkında haklı olsalar da ne yargılarlar ne de hüküm verirler. Söyleyeceği gerçek de olsa onun Allah’ın kulu olduğunu bilinciyle hareket ederler. Günahkâr olsalar da olmasalar da onu ancak yaratanın yargılayacağını ve gerçek hükmü O’nun vereceğini bilirler. Kaliteli insanlar terbiyelidirler. Terbiye; ne zaman, kiminle ne ve nasıl konuşacağını bilmektir. Ahlak konuşanı bir doktor gibi can kulağıyla dinlemektir, edep konuşanın sözünü bitirene kadar sabırla beklemektir, akıl konuşanı ne dediğini mantık imbiğinden geçirmektir. Kaliteli insanlar, nerede, ne zaman, nasıl ve kiminle ne konuşacağını bilirler.
Ne arıyorlarsa ve neyin peşinden koşuyorlarsa, o olduklarını bildiklerinden kaliteli insanlar, kendi bağına ve bahçesine bakıyorlar, kendi bağını ve ağacını buduyorlar; başkalarının bağına, bahçesine, ağacına, tavuğuna bakmıyorlar. Kaliteli insanların, diğer insanlara dair şöyle kabulleri vardır: İsteseydiler yaparlardı fakat yapmadılar. Kıymet verdiğin soruya hiç cevap yazmaması aslında iyi bir cevaptı. Çünkü herkes seninle aynı yöne bakmıyor, aynı yollardan yürümüyorlar; aynı değerlere, aynı sebeplere, aynı hedeflere de sahip değiller; aynı ruhla, aynı akılla, aynı kalple düşünmüyorlar; aynı bedenle, aynı ayakla, aynı ayakkabıyla da yürümüyorlar.
Kaliteli insanlar sosyal ilişkilerinde otuz saniye kuralına göre davranırlar. Sosyal bir ortamda karşındaki insana, mutlaka düzeltmesi gereken bir şey söylediğinde, otuz saniye içinde düzeltebilecekse bunu uygun bir dille söyler; düzeltemeyecekse asla söylemezler. Mesela gömleğinin yakası kırışmış, eteğinde bir parça çamur var dediğinde kişi bunu düzeltebilir. Ve siz o zaman yardımsever ve iyi bir insan olursunuz. Fakat kilonuz fazla dediğinizde bunu otuz saniye içinde düzeltmesi mümkün değildir. Aynada kendini gören, kantarda ne çektiğini bilen bir kişiye karşı kullandığınız bu cümle, sizi dışlamasına ve uzaklaşmasına neden olur.
Kaliteli insanlar için önemli olan şey olayları nasıl algıladıklarıdır, olayın kendisi değildir. Çünkü onlar insana huzur veren şeyin de huzurunu kaçıran şeyin de bakış açıları olduğunu bilirler. Dünyada mutluluk, Allah’ın dünyasında Onunla olmaktır. Doğru bir bakış açısıyla bakıldığında iyi ve güzel örnek olmak büyük olmaktan çok daha üstün bir şeydir. Her büyük iyi ve güzel örnek teşkil edemiyor çünkü.
DEVAM EDECEK…