İstanbul Kadıköy’de 14 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi’nin ölümüyle ilgili hukuki tartışmalar ve güncel durum hakkında detaylı bilgi edinin.
İstanbul Kadıköy’de, 14 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi’nin bıçaklanarak hayatını kaybetmesiyle başlayan olayın ardından, çocuk sanık B.B. hakkında başlatılan yargılamalar ve hukuki değerlendirmeler büyük bir tartışma konusu haline geldi. Sanığın tutukluluğu devam ederken, olayla ilgili yapılan soruşturmalarda “bıçak veya diğer aletleri izinsiz olarak satın alma, taşıma veya bulundurma” suçundan açılan dava kapsamında, savcılık takipsizlik kararı vermiştir.
Ancak, ailenin avukatı Dr. Rezan Epözdemir, bu karara sert tepki göstererek, “Yasak bıçaklar dışında hangi bıçak bu kapsamda olabilir? Bu tamamen hukuki bir garabettir. Günümüzde kullanılan pek çok bıçak, yasaklı bıçaklar listesinde yer almamaktadır. Bu kararla ilgili ciddi bir hukuki eksiklik ve yanlış anlaşılma söz konusudur” şeklinde açıklamalarda bulundu.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, “B.B.’den ele geçirilen bıçağa ilişkin uzman raporunda, söz konusu bıçağın yasaklı bıçaklar arasında olmadığı belirtilmiştir. Ancak, bu durum, olayda kullanılan bıçağın suç eşyası olmaktan çıkarıldığı anlamına gelmemektedir” denildi.
Avukat Epözdemir ise çıkan haberlerin yanlış anlaşılmalara yol açtığını vurgulayarak, “Türk Ceza Kanunu’nun 6. maddesine göre, bıçaklar silahtır ve bu nedenle, Ahmet Minguzzi’nin öldürülmesinde kullanılan bıçak kesinlikle silah olarak kabul edilmelidir. Dolayısıyla, mahkemenin yaptığı açıklama, silah sayılmayan bıçaklar üzerinden değil, sadece yasaklı bıçaklar kategorisiyle ilgilidir” dedi.
Adalet Bakanlığı, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Bir kişinin taş atması veya benzeri saldırılarda kullanılan tüm araçlar, genel anlamda ‘silah’ kapsamına girebilir. Ancak, 6136 Sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Hakkında Kanun’da belirlenen ölçütler, sadece belli özelliklere sahip silahları içermektedir” ifadelerini kullandı.
Bakanlık, ayrıca, “Ekmek bıçağı gibi günlük hayatta kullanılan araçlar, suça karışmadıkları sürece suç unsuru teşkil etmemektedir. Ancak, bu araçların suç amacıyla kullanılması halinde, suçun niteliği değişir” açıklamasını yaptı.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Adem Sözüer, “Hukukta, fiilen saldırı amaçlı kullanılan her nesne ‘silah’ sayılabilir. Örneğin, küçük bir çakıyla da kişi yaralanabilir ve bu durumda suç silahla işlenmiş sayılır. Ancak, bu, taşınması veya bulundurulmasının suç olduğunu göstermez. Mahkemeler, ‘bıçak suç aleti değildir’ şeklinde karar vermiyor, sadece ‘yasak bıçaklar dışında’ ifadesini kullanıyorlar” dedi.
Diğer yandan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Devrim Güngör, “Silah kavramı geniş bir yorum alanına sahiptir. Bir taş, çekiç veya topuklu ayakkabı dahi kasten yaralama suçunda silah olarak kabul edilebilir ve ceza artırıcı neden sayılır. Ancak, 6136 Sayılı Kanun kapsamında, her bıçak veya tabanca yasa dışı sayılmaz. Örneğin, meyve bıçağıyla işlenen cinayette, bu bıçak silah olsa bile, kanun kapsamında sayılmadığı için ayrıca suç sayılmaz” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Kemal Ali Yıldız, “Yanlış bir anlaşılma söz konusu değil. Silah tanımı, 6136 Sayılı Kanun’daki yasaklı bıçaklar ile karıştırılmamalıdır. Örneğin, kullanılan bıçak, yasaklı listede yer almayan bir tipse, bu durumda suçun işlenmesi halinde ceza alınır, fakat ayrıca 6136 Sayılı Kanun kapsamındaki yasaklı silahlar nedeniyle ceza verilmez” dedi.