İstanbul ihale yolsuzluğu iddianamesi: Medya AŞ ve İmamoğlu liderliğindeki şebekenin alt ihalelere yönelik yapısının analizi.

İddianamede, Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla hareket eden Murat Ongun’un örgüt yöneticiliğini üstlendiği ve bu bağlamda gerçekleştirilen ihalelerde adrese teslimleşmenin hedeflendiği belirtiliyor. Şüphelilerin ifadelerinde, belediyenin yürüttüğü ana ihaleler ile bu ihalelere bağlı alt ihalelerin başlangıç noktadan itibaren belirli bir zemine oturduğu ifade ediliyor. Görülen şu ki, örgütlü yapının amacı, ihalelerin süreçlerini önceden planlayarak sonuçları kendi lehine yönlendirmek olarak tezahür etmiş durumda.
İddianamede, pek çok kişinin aynı yönde beyanda bulunmasının, rasgele gelişen bir süreçle açıklanamayacağını belirten bilirkişilerin tespiti de aktarıldı. Özellikle 2024 yılında gerçekleştirilen ve kamuya ait materyallerin edinilmesiyle ilgili olan ihalenin dokümanlarına bakıldığında, dokümanın EKAP üzerinden altı firmanın indirdiği, ancak sadece Medya AŞ’nin teklifinin geçerli sayıldığı kaydediliyor. 168 milyon 305 bin 500 lira bedelle sözleşmenin imzalandığına işaret edildi.
İddianame, farklı hizmetlerin tek bir ihale içinde toplanmasının rekabet ortamını bozduğunu ve kaynakların etkin kullanımını engellediğini vurguluyor. ALT İHALELERİN ÖRGÜTE MÜZAHİR FİRMALARDA KALMASINI SAĞLAMAK İÇİN KURGUSAL İHALE SİSTEMİ şeklinde vurgu yapılıyor. Bu bağlamda, ihalenin adrese teslim olarak Medya AŞ’ye kalması ve bu firmaya bağlı alt ihalelerin farklı mükerrer şirketler üzerinden yürütülmesi, kamu zararının temel gerekçesi olarak sunuluyor.
İddianamede, ihalenin çoğunlukla rekabeti engelleyecek şekilde tasarlandığı ifade ediliyor. Nitelikli bilgi paylaşımı ve gizli süreçlerin paylaşılması sebebiyle kamu zararının oluştuğu belirtiliyor. Ayrıca 2025 yılı kapsamındaki ana ihaleye ilişkin olarak Murat Ongun’un örgüt üyelerine yönelik hiyerarşik gücünü kullanarak önceden kazandırmak amacıyla hareket ettiği ve Medya AŞ’nin ana ihale üzerinde kalmasını sağladığı savunuluyor.
İnceleme kapsamındaki başka bir başlıkta, Medya AŞ’nin ana ihaleyi alt ihale süreçleriyle parçalara bölerek dört farklı firmaya yaptırdığına işaret ediliyor. Bu durum, örgütün gelir kapısı yaratarak alt ihalelerin müzahir firmalar üzerinde kalmasını sağlamak üzere kurgu bir ihale sistemi işletildiğini gösterdiği iddia ediliyor.
Bu süreçte paraların ödenmemesi halinde iş yapma imkanı engelleniyordu başlığı altında, İnova Reklam firmasının yetkilisinin beyanları, kiralık reklam mecralarının izinsiz kullanılması ve ödemelerin baskı aracı olarak kullanılması konusunda detaylar aktarılıyor. Yetkili, ödemelerin yapılmaması halinde işlerin verilmemesi tehdidiyle karşı karşıya kaldıklarını anlatıyor.
İddianamede, kamuya ait tesislerin kiralanmasıyla ilgili iki örnek üzerinden usulsüzlükler de ele alınıyor. Avcılar Denizköşkler, Bakırköy Florya, Beykoz Koru ve Zeytinburnu 1453 Çırpıcı Sosyal Tesisleri’nin işletme ihaleleri incelendiğinde, tek bir isteklinin kazanması ve alt kiralama yoluyla bu süreçlerin yürütülmesi, rekabetin zayıflaması ve yaklaşık 2,9 milyon liraya varan zarar oluşması gibi sonuçlar belirtiliyor. İçerikte, alt kiralama onayının Özerk bir karar olarak değil, resmi süreçler ışığında gerçekleştirilmesi gerektiği halde, onayın geç alındığı ve bu nedenle kamu zararı oluştuğu ifade ediliyor.