İstanbul Bienali 18: Küratör Christine Tohmé’nin hafıza ve sokak arasındaki diksiyonu, şehirli anlatılarla zenginleşen bir sergi yolculuğu.
İstanbul’un kalbinde yeniden açılan müzayede gibi bir meydan okumadır bu yılki 18. İstanbul Bienali. Şubat ayındaki ilk basın toplantısında suçsuz görünen bir yangın bütünü olarak tasarlanan bu edisyon, Orta Doğu’nun çığlıklarını ve güncel küresel kaygıları bir araya getiriyor. Küratör Christine Tohmé’nin yönlendirdiği bu yapı, dünyanın her yerindeki toplumsal ve ekolojik krizleri, dijital manipülasyonları ve yok sayılan sesleri birleştirmeyi amaçlıyor. Bienal, tek bir mekâna hapsetilmiş bir anlatı yerine, birbirine yürüme mesafesinde konumlandırılmış sekiz farklı noktada kurulu bir hafıza ağı kuruyor. Elhamra Han, Eski Fransız Yetimhanesi’nin bahçesi, Galata Rum Okulu, Zihni Han, Muradiye Han, Galeri 77 ve Meclis-i Mebusan 35 ile Külah Fabrikası bu kurguya doğal bir eşik oluşturuyorlar; her biri günümüz kent hafızasında kendi yerini koruyan alanlar.
Külah Fabrikası’ndan emeğe vurgu Bienalin en merak edilen duraklarından biri olan Külah Fabrikası, Karaköy sokaklarının gölgesinde saklı, şehir hafızasının unuttuğu köşelerden biri. Murakıp Sokak’taki fabrika, ziyaretçilere eski endüstriyel dokuyu hatırlatıyor ve Kapılarını açan bu mekânda Doruntina Kastrati’nin “Şarkıları Yutan Bir Korno” adlı yerleştirmesiyle üretimin görünmez emeğine dikkat çekiliyor. Dört ekranlı video yerleşiminin, mekânın geçmişiyle konuşan bir saat gibi çalıştığı bu eser, zemin koşulları, uzun çalışma saatleri ve üretimin ritmiyle ses ile emek arasındaki bağı kıymetli bir şekilde gösteriyor.
Yetimhanede su ve kırmızı hatlar Eski Fransız Yetimhanesi’nin bahçesinde Khalil Rabah’ın Kırmızı Rotavesati adlı çalışması mekânsal müdahale olarak öne çıkıyor. Dar bir su kanalını kesen kırmızı metal borunun alanı bölüp birleştirdiği bu kurgu, suyun akışkanlığı ile kırmızı hatların belirginliğini bir araya getiriyor; bu, iklimin ve jeopolitik baskıların su kaynakları üzerindeki etkisini hatırlatıyor ve geçmişle güncel ihtiyaçları bir araya getiriyor.
Zihinsel yolların mekânı Zihni Han’ın 1930’da gemi acentesi olarak başlayan ve 1973’te yeniden inşa edilen binası, bienal için özel olarak yenilendi. Burada Tainanlı Chen Ching-Yuan’ın natürmort geleneğinden beslenen çalışmaları ve Glasgow’dan Jasleen Kaur ile Kahireli Rafi Greiss’in perspektifleri ortaya çıkar. Greiss, İslam dünyasındaki mevlit geleneğini yeni bir deneyime dönüştürürken bedensel ve ruhsal hallerin değişimini sorguluyor. Piyanoyla bulundukları Tiflis sokaklarında, geçmişte Mevlit Paspaslarıyla belirlenen eşiklere yeni bir dönüşüm getiriyorlar.
Sanatçılar: Doruntina Kastrati, Claudia Pagès Rabal, Abdullah Al Saadi, Willy Aractingi, Karimah Ashadu, Chen Ching-Yuan, Ian Davis, Celina Eceiza, Pélagie Gbaguidi, Rafik Greiss, Jasleen Kaur, Valentin Noujaïm, Marwan Rechmaoui, Stéphanie Saadé, Sara Sadik, Sohail Salem, Elif Saydam, Selma Selman