İmamoğlu Örgütü ve finansal bağlantılar: medya operasyonu ve kamuoyunu yönlendirme planı üzerine kapsamlı analiz.

İddianamede, Murat Ongun’un örgüt içindeki konumu ve hareketleri, çıkar amacı güden bir yapı olarak tanımlanmıştır. Ongun’un, kendisini basın danışmanı gibi sunan şüpheli kimliğiyle örgütün merkezi figürü olduğu belirtiliyor ve soruşturmalara siyasi bir operasyon kurgusu üzerinden yaklaşmayı hedeflediği kayda geçiyor. Emrah Bağdatlı üzerinden yürütülen faaliyetlerin, örgüt için mevcut eylemleri ve para akışını nasıl yönlendirdiği MASAK raporlarında ayrıntılı biçimde ortaya konmuştur.
MASAK raporunda, Emrah Bağdatlı’nın sahip olduğu Karpuz Medya üzerinden yapılan ödemelerin kısa süre içinde arttığı ve bu ödemelerin sosyal medya hesapları ile haber sayfalarında örgüt lehine içerik üretimine dönüştüğü belirtilmiştir. Bu bulgular, örgüt lehine manipulatif içerikler üretimiyle bağdaşacak biçimde sunulmuştur.
Gizli tanık İlke’nin ifadesi de, Murat Ongun’un medya ilişkileri ve gayri resmi bağlantıları üzerinden talimatların iletildiğini, Emrah Bağdatlı’nın para transferlerini gerçekleştirdiğini ve Göksu Bayraktaoğlu’nun Murat-Ongun ikilisinin en yakınında bulunduğunu işaret eder niteliktedir. Bu ifadeler, örgütün kontrol mekanizmasının nasıl işlediğine dair önemli ipuçları sunmaktadır.
İddianamede, Murat Ongun’un tüm amacı yakın çevresi ve medyadaki aktörler aracılığıyla örgüt faaliyetlerini meşru göstermeye ve bu süreçte kamuoyunda örgüte yönelik eleştirileri zayıflatmaya çalıştığı ileri sürülüyor. Medyadan sorumlu yöneticinin bu çerçevede hareket ettiği ve bazı beyanların kamuoyunda itibarı azaltmaya dönük taktiklerle desteklendiği iddia edilmektedir.
Şüpheli gazetecilere ilişkin suçlamalar kapsamında, itiraflarda bulunan kişiler için ‘çürük elma’ benzetmesiyle başlayan değerlendirmeler ve gazete faaliyetlerinin örgütün amaçlarını meşrulaştırmaya yönelik olduğuna dair tespitler vurgulanmıştır. Şüphelilerin, örgütün yöneticisiyle bağlantılı olarak yürüttükleri haber içeriklerinde, bu eylemlerin mesleğe uygun olmadığı ifade edilmiştir.
Şaban Sevinç, Ruşen Çakır, Yavuz Oğhan ve Hüseyin Soner Yalçın’ın, Emrah Bağdatlı’yı tanımadıkları yönündeki beyanlarının, HTS/bağlantılar ışığında şaibeli olduğuna işaret edilmiştir. Bu beyanlar, Murat Ongun’un talimatlarına uyum ve maddi çıkar beklentisiyle ilişkilendirilmiştir.
İddianamede ayrıca, Şubat–Nisan 2025 dönemi boyunca şüphelilerin kamuoyunu etkilemeyi amaçlayan haber ve video içeriklerini örgütün istekleri doğrultusunda ürettiği ve paylaştığı ileri sürülmektedir. Bu içeriklerin, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme kapsamında değerlendirildiğine dikkat çekilmiştir.
X platformundaki ‘troll’ hesapları ve planlama başlığı altında, Hasan Erkan Kabakçı, Mesut Taşkın, Tuğba Koçak, Utku Doğruyol, Kazım Eren Sönmez, Mustafa Sezer Yerli, Alican Ayvataş ve Şükrü Fındık gibi kişiler tarafından yürütülen faaliyetlerin, Emrah Bağdatlı öncülüğünde örgütün propagandasını yapmak amacıyla sistematik olarak koordine edildiği iddia edilmektedir. WhatsApp gruplarında hangi etiketlerin hangi gün gündeme getirileceği, hangi hesapların aynı anda paylaşım yapacağı gibi planlar da bu yapı içinde belirlenmiştir.
Değerlendirme, bu kişilerin paylaşımlarının toplumsal panik ve güvensizlik yaratma amacı güttüğünü ve örgütün finansmanı ile koordine edilen bu hareketlerin kamuoyunu yönlendirme amacı taşıdığını belirtir. Mahir Gün’ün Ongun ile kurduğu yapı içinde gerçek olmayan haberler üreterek geniş kitlelere yaydığı ve devlet kurumlarına karşı bir algı operasyonu yürüttüğü ifade edilmiştir.