Deprem sonrası şehirlerin ekonomi ve kültür dinamiklerini, yeniden canlanmanın sırlarını akıcı bir bakışla keşfedin; umutla yeniden doğan şehirler.
Depremlerden ağır hasar gören şehirlerimizin toparlanma süreci, yalnızca yeni binalar inşa etmekle sınırlı değildir. Bizim için en kritik meselelerden biri, tarihî belleği yeniden ayağa kaldırmak ve bu toprakların ruhunu yaşamaya devam ettirmektir. Antakya’dan Malatya’ya, Adıyaman’dan Kahramanmaraş’a kadar her ilçede, hanları, kervansarayları, camileri, çarşıları ve meydanları ihya ederek halkımıza yeni yaşam alanları kazandırıyoruz.
Müzelerimizi, kütüphanelerimizi ve kültür merkezlerimizi bu sürecin ayrılmaz parçaları olarak görüyoruz; çünkü kültürel miras, toplumsal hafızanın en güçlü taşıyıcısıdır. Bugün Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum ile konuyu masaya yatırdık; tescilli yapılar, vakıf eserleri ve korunması gereken değerler için yürütülen projeleri ayrıntılı biçimde değerlendirdik.
Şehirlerimizi yalnızca taş ve beton üzerinden değil, geçmişten aldıkları güç, sanattan aldıkları ilham ve kültürel mirasla da güçlendiriyoruz. Attığımız ortak adımlar, bu coğrafyayı yeniden ışıkla ve umutla buluşturacak; hem tarihimizin derinliğine saygı duruşu hem de geleceğe güvenli bir yol sunacaktır.