İddianamedeki ağ ve Aktaş çevresinin belediyelere etkisi, rüşvet iddialarını anlaşılır bir dille özetliyor; tarafsız ve bilgilendirici bir bakış sunuyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan 579 sayfalık iddianamede Beşiktaş Belediyesi, Avcılar Belediyesi, Esenyurt Belediyesi ile İstanbul ASFALT Fabrikaları San ve Tic. AŞ ve İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri Genel Müdürlüğü suçtan zarar gören konumunda; 19 kişi mağdur olarak kayda geçmiş, 40’ı tutuklu olmak üzere toplam 200 şüpheli sıralanmıştır. İddianamede Ekrem İmamoğlu’nun başkanlığı sonrası yönetimdeki değişiklikleri fırsata çeviren bir örgüt yapısından söz edilmektedir. İBB ve ilçe belediyelerine yönelik ihalelerin 2020 yılından itibaren bu yapı tarafından alınmaya başlandığı ifade edilmiştir; en çok ihale alan kurumların başında Beşiktaş Belediyesi gelmekte, bu belediyede görev yapan başkan ve yardımcılarının rüşvet ilişkisine girildiği belirtilmektedir.
En tepe benim, ben geldim ifadesinin dosya kapsamında örgüt elebaşı Aziz İhsan Aktaş’a işaret ettiği belirtilmiştir. Tanık Arif O.’nun sunduğu ses kaydında bu söylemin, örgütün hiyerarşisinin üst düzeyinin adını netleştirdiği vurgulanmıştır. İddianamede elebaşı ve yöneticilerin talimatlarına mutlak bağlılık ve itaat esas alınmış; örgütün iletişim, bilgi toplama ve savunma sistematiğinin etkili olduğu, Bilinçli şekilde kurulan emir-komuta zincirinin farklı şirketlerde saklı ortaklıklar aracılığıyla yürütüldüğü kaydedilmiştir.
Aktaş’ın yönettiği örgütlenmenin, yanlarında çalışan kişileri şirketlere ortak yapıp farklı alanlarda kuracağı yapıları ince hesaplarla planladığı ifade edilmiştir. Resmi kayıtlarda şirketler arasındaki ilişki görünmez kılınsa da finansal durum ve çalışanlar üzerinden manipülasyonlar gerçekleştirilerek kurulan bir sistemin temelinin atıldığına dikkat çekilmiştir. Şüpheliler Aziz İhsan Aktaş, Yusuf Yadoğlu ve Baki Nugay’ın, çalışanlarına yetkiler vererek kendi alanlarını genişletmeye çalıştıkları belirtilmiştir.
AKTAŞ, FİRMALARI KARDEŞ VE AKRABALARININ ÜZERİNE YAPTI İddianamede örgütün yapısal analizinde, Aktaş’ın akrabaları üzerinden yönetim kurduğu, yıllar içinde şirketlerin el değiştirdiği ve yöneticilerin mali durumu ile yetkinliklerinin bu yapılanmayı sürdürmeye yeterli olmadığı saptanmıştır. Beşiktaş Belediyesi’nde maliyet hesapları ve davet aşamalarında seçim süreçlerinin Aktaş tarafından yönlendirildiği, örgüte ait firmaların çoğu ihale sürecinde etkin olduğu ve adres kaşelerinin sahte olarak kullanıldığı tespit edilmiştir.
RÜŞVET İDDİASI İddianamede, Aktaş’ın sistemin sürekliliğini sağlamak amacıyla 2024 yerel seçimleri öncesinde bazı siyasi aktörlere yönelik maddi çıkarlar sağladığı ileri sürülmüştür. CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat’a para, Avcılar ve Beşiktaş belediye yöneticilerine araç ve nakit dağıtıldığına dair ifadeler yer almakta; böylece ihale sayısının artırılması hedeflenmiştir. Şüpheli Baki Nugay’ın Aktaş’ın gizli ortağı olarak hareket ettiği, resmi ortaklıklar kurmadan da örgüt ile ilişkisini sürdürdüğü ve bu durumun mali profilde uyumsuzluklara yol açtığı belirtilmiştir.
İddianamede ayrıca örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilen 28 şüphelinin
İŞLERİNDE örgüt yöneticileriyle kurulan ilişki sayesinde ihale süreçlerinin manipüle edildiği ve bazı firmaların bu süreçte tek tercih olarak öne çıktığına işaret edilmektedir. Aktaş’ın faaliyetlerini gizli yürüttüğü ve kamuoyu tarafından daha az bilinen bir isim olarak kaldığı ifade edilmiş; bazı incelemelerde sahte imzaların ve başka firmalara ait kaşelerin kullanıldığı belirtilmiştir.
SUÇ ÖRGÜTÜNÜN FİRMALARI DIŞINDA TEKLİF SUNAN OLMADI İddianamede, suç örgütünün kurduğu firmaların belediyelere yönelik tekliflerini sürekli olarak aynı firmalardan aldığı ve çoğu ihale dokümanını indirdiği bildirilmiştir. Bazı ihalelerde örgütün dışında teklif veren ya da geçerli teklif sunan başka firma bulunmamasının, örgütlü yapının ihaleleri tekelleştirme çabalarını gösterdiği ifade edilmiştir. Bu bağlamda, ihale süreçlerinde yöneticilerin baskı ve baskı aracılığıyla sonuçları lehine değiştirme çabası ve maddi kazanç elde etme amacı vurgulanmaktadır. Aktaş’ın faaliyetlerini gizli sürdürdüğü ve bazı soruşturmalarda kendisinin değil, kurduğu firmaların daha öne çıktığı, böylece kamuoyunda isminin ve fotoğrafının sınırlı ölçüde tanındığı belirtilmiştir.