İcralık durumda olan servis minibüsüyle yaşanan zorlukları ve alınan hukuki adımları özetleyen, etkili bir rehber niteliğinde içerik.

İstanbul’da bir fabrikada personel taşımacılığı yapan Doğan Daniş, sıfır bir servis minibüsü için çektiği krediyle aracı satın aldıktan kısa süre sonra cihazdaki sürekli arızalarla karşılaştı. Aracın en başından beri motor göstergelerinin yanıp sönmesi ve çekişin düşmesi gibi sorunları vardı; yetkili servislere götürdüğü 24 kez bile sorunu çözüme kavuşturamadı. Bu süreç boyunca aracın ne zaman kullanılabilir olacağı belirsizdi ve durumu iş akışını da olumsuz etkiledi.
Aracın çalışmaması iş sözleşmelerinin iptaline yol açtı; Daniş, iş yerine bağlı işverenle yaptığı anlaşmaların askıya alınması nedeniyle borçlarını ve kredi kartı yükünü artırdı. Sistemli olarak “Hallediyoruz” şeklinde yanıt veren servislere rağmen sorun çözülmedi ve araç güvenilir bir şekilde çalıştırılamadı. Böylece bir yandan aracın değiştirilmesi talebi gündeme geldi, diğer yandan araçla ilgili yaşanan belirsizlik nedeniyle iş yapış kapasitesi düşmeye başladı.
İcraya gidecek noktaya gelen bu durum, Daniş’in mali açıdan zor durumda kalmasına yol açtı. Yıllık olarak elde ettiği gelirin yaklaşık 176 bin TL’lik kısmını Kaybettiğini belirten Daniş, aracın garanti süresi içinde bile sorunları çözülemediği için mağduriyet yaşadığını ifade etti. Pavlanmış bir süreçte şöyle konuştu: “Aracın değişmesi veya yeniden güvenilir bir şekilde çalıştırılması için adımlar atılmalıydı; ancak yetkili servisler herhangi bir kalıcı çözüm sunamadı.”
Avukat Hikmet Bakır ise tüketici hakları kapsamında ayıp bildirimi yapıldığını ve noter aracılığıyla ihtar gönderildiğini bildiriyor. 26 Mayıs’ta İstanbul 17’nci Noterliği üzerinden gönderilen ihtarnamede, aracın satın alındığı günden bu yana bakımının yetkili serviste yapıldığına rağmen arızaların sürekli tekrarladığı ve aracın 60 gündür serviste bekletildiği kayda geçirildi. Müvekkilinin personel taşıyıcılığından elde ettiği aylık gelirin bu süreçte kayba uğradığı da ihtarda belirtildi.