İçişleri Bakanı Yerlikaya, ‘Ali Yerlikaya zafiyet yok’ iddialarını reddediyor; gerçekleri yansıtmayan savlara yanıt veriyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı ile ABD Ticaret ve Kalkınma Ajansı (USTDA) arasındaki bir protokol ve sonrasında yapılan çalışmalar, kamuoyuna yansıyan bazı iddialara konu oldu. Bu süreçte, uzman görüşü alındığını ve yapılan işlemlerin kanuni çerçeve içinde ilerlediğini belirten açıklamalara ihtiyaç duyulduğu ifade edildi.
Döneme ilişkin bilgiler ışığında, 09.09.2020 tarihinde protokol imzalandığı ve 5 milyon 117 bin 887 dolar hibe desteğinin söz konusu olduğu, 15.09.2020 tarihinde ise yazılım için SAS adlı ABD menşeli bir firma ile anlaşma yapıldığı kaydedildi. Ardından, vatandaşlar ve çeşitli kurumlar tarafından benzer maliyetlerle alternatif çözümlerin bulunabileceği ve yabancı bir firmanın kullanılması halinde milli güvenlik endişelerinin doğabileceği yönünde şikayetler getirildi. Bu iddialar, İstanbul Valiliği ve ilgili kurumlar tarafından incelendi.
İstanbul Valiliği’ne yönelen benzer başvuruların ardından, dönemin valisi Ali Yerlikaya tarafından İçişleri Bakanlığı’ndan müfettiş görevlendirilmesi talep edildi. Bakanlık tarafından yürütülen inceleme süreci 2021 yılının sonunda netleşti ve 2022 yılı başında bir rapor ile sonuçlar paylaşılmadı.
Raporun bulguları doğrultusunda, hibeyle ilgili harcama ve yazılımın ABD menşeli SAS firmasına yaptırılması konusunda herhangi bir yasa ihlali tespit edilmediği belirtildi. Ayrıca, “Cumhurbaşkanlığı Bilgi ve İletişim Güvenliği Tedbirleri” genelgesine aykırılık olmadığı yönünde değerlendirildi ve konuyla ilgili işlem yapılmasına gerek olmadığı sonucuna varıldı.
İçişleri Bakanlığı tarafından 07.06.2022 tarihli yazı ile raporun gerektiği gibi değerlendirilmesi talimatı verildi. Bu doğrultuda İstanbul Valiliği, 23.06.2022 tarihinde yaptığı yazıda iddiaların işleme konulmamasına karar verdi.
Sonuç olarak, bazı basın veya sosyal medya paylaşımlarında yer alan “Ali Yerlikaya zafiyet yok demiş” ifadesiyle bağdaştırılan haberler, altyapı incelemeleri ve resmi raporlar ile çeliştiği gibi, elde edilen bulgular da algı operasyonlarıyla ilişkilendirilmemesi gerektiğini ortaya koyuyor. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.