Hiranur Aygar Cinayeti: Şüphelilerin ifadeleri, duruşma süreci ve iddianameyi özetleyen kapsamlı analiz.

Gece yarıları Toroslar’da meydana gelen olayda Hiranur Aygar, başından tabanca darbesiyle ağır yaralandı ve otomobille Mersin Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastaneye götüren kişi olan erkek arkadaşı Hüseyin Arda Şark, ifadesinde kız arkadaşını yaklaşık 2 aydır tanıdıklarını ve birlikte asker eğlencesine gittiklerini anlattı. Dönüş yolunda yanındaki üç kişinin varlığına işaret eden Şark, havaya atış yaptığını ve yol üzerinde bir markette durduklarını söyledi. İfade değiştirilirken, şahıslar arasında akıllarda kalan çelişkiler incelemeye alındı ve Cinayet Büro Amirliği olayla ilgili 3 kişiyi gözaltına aldı. Şark, ikinci ifadesinde şakalaşma amacıyla boş bir tabancayı Hiranur’un alnına dayadığını ve tetiğe bastığını iddia etti; aynı günlerde hastaneye gitmediklerini, önce bir ağaçlık alanda Hiranur’u bıraktıklarını, ardından tekrar yanına alıp hastaneye götürdüklerini öne sürdü.
Olayın geçtiği yerde yapılan aramalarda kan izi tespit edildi. Aygar’ın cenazesi, yakınlarının gözyaşları eşliğinde toprağa verildi. Olayla ilgili üç şüpheli de çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. İDDİANAME HAZIRLANDI Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianame, Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sanık Şark’a Çocuğa karşı kasten öldürme ve Ruhsatsız silah bulundurma suçları yöneltilirken, Çetin ve Zengin’e ise delillerin yok edilmesi, gizlenmesi veya değiştirilmesi suçları yöneltilmesi talep edildi.
İLK DURUŞMA için karar verilen duruşma, Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Tutuklu sanıklar SEGBİS ile salonda hazır bulundu; avukatlar, Hiranur’un anne ve babası da salonda yer aldı. “Şakalaşırken oldu” ifadesiyle savunmasını yapan Hüseyin Arda Şark, olay günü birlikte asker eğlencesine gittiklerini, havaya atış için silahı yanında taşıdığını ve silahı arkadaşıyla paylaştığını belirtti. Düğünden sonra büfede dinlenirken alkol aldıklarını, arabaya binince dışarıda sigara içmek için beklerken silahın Hiranur’a uzatıldığını ve “Sıkayım mı?” diye sorulduğunu anlattı. Silahın o an dışarıda olduğu ve mermisi olmadığını iddia etti; meydana gelen panik nedeniyle Hiranur’u dere kenarına götürüp oradan tekrar hastaneye götürdüklerini söyledi. Hastaneye götürmek için ikna edemediğini de sözlerine ekledi.
Mustafa Zengin ise delillerin karartılmadığını savundu ve Hiranur’un arabada dışarıda Hürsün’le konuşan Hüseyin’e dönüp “Sıkayım mı?” diye sorunca olayın patlak verdiğini, o an silahın kendiliğinden ateş aldığını ileri sürdü. Şoke olan herkesin yanında bulunduğunu, Hiranur’u hastaneye götürme kararını aralarında tartıştıklarını kaydetti. Nazmi Çetin ise suç delillerinin yok edilmesini reddetti. KIZIMI HAYATTAN KOPARDILAR diyen Hiranur’un annesi Gülten Tan, kızının yaklaşık 2 aylık bir birlikteliği olduğunu söyledi ve olayın bir şaka veya kaza değil, cinayet olduğunu vurguladı. Baba Murat Aygar ise kızı için adalet istediğini belirtti.
Mahkeme, eksikliklerin tamamlanması amacıyla duruşmayı erteledi ve sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. (DHA)