Hazret Mevlana’nın vuslat yılını uluslararası anmayla anan Mevlevi mirası ve tasavvuf izleriyle derinleşen bir yolculuk.

Mevlana Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Hazreti Mevlana’nın 752. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri, Kur’ân-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda izleyicileri derin bir huzura taşıdı. Etkinliklere ilişkin konuşmalarda, Mevlana’nın aşk ve yol anlatısı, Kur’an’a olan bağlılık ve Peygamber Efendimiz’e duyulan sevgi vurgulanarak katılımcılara iletildi.
Resmi konuşmalarda, Mevlana’nın kıymetli sözlerinin ortaya koyduğu mesajın bir tasavvuf halesiyle doldurulduğu, bir şair ya da yazarın kaleminden çıkmadığı; Allah aşkı ve Peygamber sevgisiyle yoğrulan bir yolun temsilcisi olduğuna dikkat çekildi. Konuşmada ayrıca Mesnevi’nin, Mevlana’nın Yaratan’a olan yolculuğunu kayda geçirdiği, tefsire benzeyen ve Hak Aşıklarının Kitabı olarak anılan bir eser olduğu ifade edildi.
“HERKES İÇİN MESNEVİ’DE BİR NASİP, BİR HİSSE MUTLAKA VARDIR” ifadesiyle Mesnevi’nin, Mevlana’nın yolunda ilerleyen her bireye yol gösterdiği belirtildi. Tasavvufun temel göstergelerinden sema töreninin, Allah’a ulaşma yolunun basamaklarını simge ettiği ve Mevlana ile Mevlevi mirasının manevi zenginliğini gözler önüne serdiği vurgulandı. UNESCO’nun 2008’de İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne alınan Mevlevi sema töreninin özgünlüğü, bu kültürel mirasın somut bir yansıması olarak değinildi.
Hizmete yön veren Bakanlık yetkilileri, bu manevi mirası dünya çapında görünür kılmak adına yürütülen çalışmalardan bahsetti. Eserin doğru anlaşılması ve kuşaklar boyu aktarılması amacıyla hayata geçirilen uygulama ve düzenlemeler öne çıkarıldı. Mevlana’yı anlamak ve anlatmanın, onu anlamanın en önemli sorumluluğu olduğuna vurgu yapıldı.
Bu yılki temasının “Huzur Vakti” olduğuna işaret edilerek, Kur’an tilavetleri, ilmi sohbetler, sema mukabelesi ve tasavvuf müziği dinletileriyle geçen 10 günün, toplumsal birlik ve beraberliğin pekiştirilmesi amacına hizmet ettiği belirtildi. Ayrıca Konya ve İstanbul’daki ilgili sanat topluluklarının, Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamındaki faaliyetleriyle Mevlana’nın ilke ve öğretisini yayma çabaları öne çıkarıldı.
“BİLİNSİN Kİ GÜL DERYAMIZDAN BİR DALIN DAHİ KÖK SALIP BOY VERDİĞİ MANEVİ TOPRAKTAN KOPARILMASINA İZİN VERMEYİZ” ilkesine vurgu yapan konuşmacılar, Mevlana’yı şair veya yalnızca bir eser olarak görmek isteyenlerin bilmesi gerektiğini belirtti. Mevlana’yı koruyup yüceltmenin, değerleri yabancılaştırmaya çalışmakla eşdeğer olan düşmanlıklara karşı durmayı gerektirdiğini ifade ettiler. Vuslat’ın 752. yılında Mevlana’yı rahmetle anarken, günümüz dünyasında umutsuzluk düzeyine karşı nice ümit kapılarının bulunduğunu hatırlatıp, Mevlana ocağına çağrıda bulundular ve saygılarını sundular.