Kadın,
aklıyla düşünen, kalbiyle hisseden,
her hücresiyle var olan bir denge unsurudur.
Konumuz kadın…
Kadını anlamak değil, anlatmak zordur. Zira o, tek bir kalıba sığdırılamayacak kadar derin, tek bir kelimeyle özetlenemeyecek kadar zengin bir varoluştur.
Kadın, bir eliyle beşiği sallarken sadece bir çocuğu değil, geleceği de büyütür; diğer eliyle dünyayı sallarken ise sadece fiziksel bir güç değil, merhametin ve sabrın sarsılmazlığını gösterir. Onun ritmi, hayatın akışıdır.
Kadının bir elinde kaşık olur; sofralara lezzeti, yuvalara bereketi katan bir sihirbazdır o. Diğer elinde bulaşık, sadece kirleri değil, günün yorgunluğunu da temizlercesine çalışır. Bir elinde iğne, sadece kumaşları değil, dağılmış umutları, yıpranmış ilişkileri de diker, onarır. Diğer elinde düğme, hayatın çözülen, kopan yanlarını tekrar bir araya getirir. O, dağılanı toplayan, eksik kalanı tamamlayandır.
Kadın evde annedir; şefkatin, sınırsız sevginin ve güvenli bir limanın adıdır. Sadece biyolojik değil, ruhsal bir doygunluk ve sığınaktır. Tarlada ise ırgat olur; güneşe, toprağa karşı mücadelesiyle emeğin en saf, en yorulmaz halini temsil eder. Omuzlarında sadece yük değil, ailenin geçim kaygısı ve umudu vardır.
Fakat kadının rolleri bunlarla sınırlı değildir.
O aynı zamanda iş yerinde liderdir, projeleri yöneten, vizyon çizen bir profesyoneldir; masasında raporlar, zihninde çözümler vardır. Toplantı salonlarında sesi yankılanan, kararlılığıyla saygı uyandıran bir güçtür.
O bir sanatçıdır, ruhundaki inceliği tuvale, notalara, kelimelere döken; hayata estetik katan bir yaratıcıdır.
O bir öğretmendir, sadece okul sıralarında değil, hayatın her anında bilgelikle yol gösteren, zihinleri aydınlatan bir meşaledir.
O bir arkadaştır, sırdaş, destek ve koşulsuz kabulün temsilidir. Omuzunda ağlanacak, başarısıyla gurur duyulacak bir dağdır.
Kadın, aklıyla düşünen, kalbiyle hisseden, her hücresiyle var olan bir denge unsurudur. O sadece taşıyan, yapan, doğuran değil; aynı zamanda ilham veren, dönüştüren ve yaşatan özdür.
Kadın; merhametin, gücün ve sabrın en güzel harmanıdır. O, hayatın hem hassas çiçeği hem de köklü çınarıdır. Ona saygı duymak, hayata saygı duymaktır.
İşte bu yüzden, kadını anlamak değil, onu layıkıyla anlatmak gerçekten zordur… Çünkü o, her anlatışta yeniden keşfedilen, tükenmez bir destandır.