Uluslararası hukuk çerçevesinde Türkiye’nin milli güvenlik tedbirlerini, Güney sınırları ve bölgesel istikrar için inceliyoruz.
Turkiye’nin güney sınırlarında mücavir bölgelerde süregelen terör tehdidi ve kalıcı istikrarın henüz güvence altına alınamaması, milli güvenlik açısından önemli riskler teşkil etmeye devam ediyor. Irak’ın toprak bütünlüğü ve ulusal birliğinin korunması, bölgedeki istikrar için kilit öneme sahip olarak vurgulanıyor.
Tezkere’de, Irak’taki PKK/PYD-YPG ve DEAŞ unsurlarının varlığı ile etnik temelli ayrılıkçı girişimlerin, bölgesel barışa ve ülke güvenliğine yönelik doğrudan tehdit oluşturduğu belirtiliyor. Suriye’de ise örgütlerin başta PKK/PYD-YPG ve DEAŞ olmak üzere mevcut etkinliği, ulusal güvenlik ve sivillerin güvenliğini tehdit etmeye devam ediyor.
Bu bağlamda, PKK/PYD-YPG’nin Suriye merkezi yönetimine entegrasyon yönündeki adımları reddedilirken, ülkenin kalıcı istikrarını engellemeye dönük yaklaşımının da altı çiziliyor. Terörle mücadele kapasitesinin güçlendirilmesi, sivillerin günlük yaşamlarını ve geri dönüşlerini olumsuz etkileyen mayınların temizlenmesi ile kimyasal silahların yerlerinin belirlenip imhası süreçlerinde uluslararası çabaların eşlik etmesi gerektiği üzerinde duruluyor.
Bütün bu gelişmeler ışığında, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik tehditler, istikrarı bozma girişimleri ve sahada sahte üstünlük iddiaları karşısında, uluslararası hukuk çerçevesindeki haklar doğrultusunda gerekli önlemlerin alınması ve Suriye’de istikrar çabalarının güçlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Bu çerçevede, uluslararası koalisyon çerçevesindeki faaliyetlere devam edilmesinin önemi vurgulanıyor.
Ayrıca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarıyla Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün teyit edilmesi ve uluslararası yükümlülüklerin hatırlatılması, DEAŞ ve benzeri tehditlerle mücadelede koalisyon çalışmalarının sürdürülmesi gerekliliğini pekiştiriyor. Bu kararlar ışığında, Türkiye’nin milli güvenliği için ayrılıkçı hareketlere karşı tedbirlerin alınması, terör örgütlerinden gelebilecek tehditlere karşı dayanışmayı güçlendirmek ve kitlesel göç gibi risklere karşı hazırlıklı olmak hedefleniyor.
Sonuç olarak, Türkiye’nin güvenlik çıkarlarını korumak amacıyla sınır ötesi operasyon ve uluslararası işbirlikleri için gerekli yetkilerin, ihtiyaç duyulan koşullarda Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslar doğrultusunda uygulanması öngörülüyor. Bu süreçte mevzuata uygun olarak hudut, kapsam, miktar ve zaman konusunda gerekli düzenlemelerin yapılması planlanıyor.