Gök taşı tutkusu Murat Nehri boyunca bilimsel inceleme ve koleksiyon deneyimini akıcı bir dille keşfedin.
İlçeye bağlı Karasalkım köyünde yaşayan 46 yaşındaki Özdemir, meteor parçalarının düşmesiyle ilgili haberlerin ardından gök taşlarına ilgi göstermeye başladı. Fırat Nehri’nin kollarından biri olan ve yaklaşık 722 kilometre uzunluğundaki Murat Nehri havzasında arama çalışmalarına girişti.
Erzurum, Muş, Bingöl ve Elazığ’ın Palu ilçesinden geçen Murat Nehri, Aladağ’dan doğup Keban Barajı Gölü’ne ulaşır; Özdemir bu bölgenin kıyılarında yüzlerce taş toplayarak evinin bir odasında biriktirdi. Sosyal medya accountsunda “Taş Avcısı Hüseyin” adını kullanarak ilginç renk ve yapıya sahip taşları paylaşıyor; hesabında 4 binden fazla takipçi bulunuyor.
Doktor Öğretim Üyesi Mustafa Eren Rizeli, Özdemir’in daveti üzerine taşları yerinde inceleyerek gök taşı olma ihtimali yüksek olan numuneyi laboratuvar analizine göndermek üzere aldığı örnekleri incelemeye başladı. “Bu konuyu kendime geliştirdim” diyen Özdemir, internetten dünya atmosferine giren gök taşlarıyla ilgili bilgileri tarayarak merakını derinleştirdi. Yıllık olarak atmosferden düştüğü tahmin edilen gök taşlarının sayısının binlerce olduğuna dair okumaları da paylaşıyor.
Özdemir, Murat Nehri boyunca yürüttüğü aramalar sırasında yaklaşık 5 bin civarında taş topladığını belirterek, bu çalışmaların kendisine yön verdiğini ifade etti. Çevresindeki bazı insanlar eleştirse de “Boş iş yapıyorsun” sözleriyle karşılaşsa da arayışını sürdürdüğünü söyledi. Koleksiyonunu büyütmeye devam eden Özdemir, bu uğraşın kendisine hem zamanını değerli kılmak hem de öğrenmeyi pekiştirmek açısından önemli olduğunu vurguladı.
Hüseyin Özdemir’in topladığı taşları inceleyen Jeoloji Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Eren Rizeli, taşlar arasında serpantinit, bazalt, andezit ve kireç taşı gibi çeşitlerin öne çıktığını belirtti. Bu taşlar Elazığ ve çevresinin milyonlarca yıllık jeolojik tarihine ışık tutuyor ve bilim insanları için değer taşıyor. “Doğada gördüğümüz her kayaç geçmişten günümüze gelen bir mesajdır; bu mesajı okuyup halkla paylaşmak bizim görevimizdir.”
Rizeli ayrıca numunelerin petrografik incelemeler için İstanbul, Ankara ve İzmir’deki laboratuvarlarda analiz edilmesini önerdi. Hüseyin Özdemir’in bu süreçteki azmi ve topladığı taşların topluma örnek olması gerektiği de vurgulandı. Bu çalışma, hem doğa sevgisini pekiştirmek hem de bilimsel merakı teşvik etmek açısından önemli olarak görülüyor.