Giderek artan antibiyotik direnci çocuk sağlığını tehdit ediyor. Nedenleri, etkileri ve korunma yollarını uzman bir perspektifle ele alıyoruz.

AMR olarak bilinen antimikrobiyal direnç, tedavi edilebilir hastalıkların giderek daha ölümcül hâle gelmesine yol açıyor. Dr. Dilek Leyla Mamçu, ESCMID Global 2025 kapsamında sunulan son çalışmanın, dirençli enfeksiyonların çocuk ölümlerinde rahatsız edici bir artışa işaret ettiğini belirtti ve özellikle Güneydoğu Asya ile Afrika’da dikkat çekici kullanım artışlarının görüldüğünü vurguladı. Zatürre, sepsis ve ishal gibi durumlar artan direnç nedeniyle bu bölgelerde daha ağır sonuçlar doğuruyor; bu durum, düşük ve orta gelirli ülkelerdeki sağlık sistemlerini daha da zorlayabilir.
Doğru antibiyotik kullanımı için en önemli adım olarak enfeksiyon varlığının doğrulanması gerektiğini ifade eden Mamçu, mikrobiyolojik kanıtlar olmadan başlanan antibiyotik tedavisinin yanlış ilaç, yetersiz veya aşırı doz, uygun olmayan sept aralıkları gibi sorunlara yol açabileceğini vurguladı.
Dirençli mikroorganizmalar küresel bir tehdit oluşturuyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2024 raporuna göre, 2050’ye kadar antibiyotik direnci nedeniyle yılda 10 milyon kişinin hayatını kaybetme riski bulunmaktadır. Direncin sadece insan sağlığını değil hayvan yetiştiriciliğini ve tarımı da etkilediğini aktaran Mamçu, “tek sağlık” yaklaşımının gereğini ve gıda, su ile çevrenin de bu mücadelede bütüncül olarak ele alınması gerektiğini belirtti.
Türkiye’de antibiyotik kullanımı ve direnç açısından, her 100 reçeteden 14’ünde antibiyotik bulunduğunu söyleyen Mamçu, bu ilaçların maliyet ve kullanım açısından önemli bir paya sahip olduğunu ifade etti. Son dönemde reçeteyle satılmasının artırdığı kontrollü kullanımın olumlu etkileri olmakla birlikte, dirençli enfeksiyonlarla mücadele için halen atılması gereken adımlar bulunuyor. Yoğun bakım ünitelerinde ve bağışıklığı baskılanmış hastalarda dirençli enfeksiyonlar tedaviye daha dirençli oluyor; bu da yatış sürelerini uzatıyor ve komplikasyon riskini artırıyor.
Antibiyotik gerekip gerekmediğine karar verme yetkisi tamamen doktordadır. Doğru kullanım için ilk adım, sadece doktor talimatlarına uymaktır. Reçetede belirtilen doz ve sürenin kesinlikle uygulanması, tedavi süresi sonunda bile ilacı tamamen bitirmek gerekir. Bir yan etki hissedildiğinde veya enfeksiyon belirtileri geçse bile tedaviyi kendi kendinize kesmeyin. Doğru ve sürdürülebilir antibiyotik kullanımının; enfeksiyonların etkili tedavisi ve direnç gelişiminin önlenmesi üzerinde doğrudan etkisi vardır. Her boğaz ağrısı veya geniz akıntısı için antibiyotik alımları uygun değildir ve karar verme yetkisi yalnızca doktora aittir.