Geleceğe odaklanan Türkiye: Yılmaz’ın Ankara Sanayi Odası konuşmasıyla yükselen hedefler ve stratejiler, iş dünyasına ilham veren vizyon.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ankara Sanayi Odası ev sahipliğinde gerçekleşen “14. Geleneksel Büyükelçilikler Resepsiyonu”nda söz aldı. Erdoğan’ın selamlarını ileten Yılmaz, zorlu küresel gelişmelerin etkilerini vurgulayarak, Türkiye’nin siyasi istikrarı ve güçlü yapılarıyla süreci yönetmeyi sürdürdüğünü belirtti. Birlik ve beraberliğin korunması ve terörsüz Türkiye hedefiyle atılan adımlar, bu dönemi ülke için bir fırsata dönüştürecek konumda olduğumuzu gösteriyor.
KİŞİ BAŞI GELİR HEDEFİNE ULAŞTIK
2023 yılında hazırlanan üç yıllık Orta Vadeli Program’da yüksek gelirli ülkeler ligine geçiş hedeflendiğini hatırlatan Yılmaz, 1,3 trilyon dolarlık ekonomi ve 15 bin dolarlık kişi başı gelir hedefinin 2025 yılı sonunda aşılacağını belirtti. Milli gelirimizin bir buçuk trilyon doları aşacağı ve kişi başına gelirin 17 bin doların üstünde gerçekleşeceği öngörüsünü paylaştı. Yılmaz, kalıcı bir üst gelir grubuna geçişin sadece rakamsal değil, kalite ve nitelik açısından da dönüştürücü olduğunun altını çizdi.
Salgın sonrası dünyada artan hayat pahalılığına karşı mücadele konusunda da ilerlediklerini ifade eden Yılmaz, enflasyonun 2023’te %65 seviyesinden 2024 sonunda %44’e gerilediğini, 2025 sonunda %30’un altına inmesinin beklendiğini kaydetti. Ayrıca 2024 büyümesinin %3,3 olduğunu ve 2025’te de %3,3 civarında bir büyüme öngörüldüğünü belirtti. Küresel talep zayıflığına karşı dengenin makul bir hızda korunmasının önemine vurgu yaptı.
İhracat ve üretim dinamikleri ile ilgili olarak, yılın ilk sekiz ayında 178 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirildiğini ve yıl sonunda bu rakamın 174 milyar dolara yaklaşmasının beklendiğini açıkladı. Yılmaz, yüksek teknoloji ve orta‑yüksek teknoloji ihracatının artış gösterdiğini vurguladı.
MERKEZ BANKASI REZERVLERİ ve bütçe disiplinine vurgu yapan Yılmaz, kurdaki güvenin güçlenmesiyle Merkez Bankası rezervlerinin tarihi zirveyi gördüğünü ve bütçe açığının 2024 yılında %4,7 seviyesinde kaldığını, hedeflenen 2025 sonunda %3,6’ya düşüş beklentisini paylaştı. Deprem gibi olağanüstü etkilerin bütçe üzerindeki etkisine rağmen, harcamaların yatırımlara yönlendirildiğini ve 2025 için önemli bir yatırım odaklı yaklaşım benimsendiğini kaydetti.
Sosyal konut ve yerleşim politikaları kapsamında sosyal konut arzını güçlendirme planlarını paylaşan Yılmaz, kira yükünü hafifletmek ve konut erişimini artırmak amacıyla bütçede 100 liralık yeni bir kalem açılacağını belirtti. Çevre Şehircilik Bakanlığı liderliğinde başlatılacak sosyal konut programında, iki artı bir tipinde ve afetlere karşı dayanıklı yapılar üretilecek. Bu çerçevede TOKİ’nin finansman ve proje desteğiyle yeni sosyal konut programları hayata geçirilecek.
İleriye dönük büyüme vizyonu kapsamında verimlilik odaklı yapısal reformlar, AR-GE ve yenilikçilik ekosisteminin güçlendirilmesi; yapay zeka, yarı iletken, savunma sanayi, biyoteknoloji ve uzay teknolojileri gibi stratejik alanlarda özel sektör yatırımlarının teşviki öne çıkarılıyor. Yeşil dönüşüm, düşük karbonlu üretim, döngüsel ekonomi ve yenilenebilir enerji yatırımları ile üretim ve ticaretin altyapısının güçlendirilmesi hedefleniyor. Ayrıca OSB’ler, lojistik merkezler ve ulaştırma altyapısının entegre bir şekilde ele alınacağı bir yatırım programı uygulanacak.
Ankara’nın konumu ve gelecek stratejisi kapsamında Ankara’yı lokomotif bir il olarak görünmesine vurgu yapan Yılmaz, 14 organize sanayi bölgesi, 15 milyar dolarlık 2024 ihracatı ve yüksek teknoloji hinterlandı ile ilin ülke ekonomisine olan katkısını öne çıkardı. ASO Teknoloji Üssü Projesi’nin tamamlandığında 800+ firmaya ve 18 bin kişiye istihdam, 1,5 milyar dolarlık ihracat hedefi yaratacağı; Temelli kurulacak ASO serbest bölgenin ise doğrudan yabancı sermayeyi çekerek yaklaşık 40 bin kişilik istihdam oluşturacağı belirtildi.
İsrail ve Filistin konularında duruş hakkında konuşan Yılmaz, Gazze’ye yönelik saldırıları ve uluslararası hukuka ilişkin endişeleri dile getirerek, barış için uluslararası dayanışma ve insani yardımların sürdürülmesi gerektiğini vurguladı. İki devletli çözümün ve ateşkesin, hem bölgesel istikrar hem de küresel barış için kritik olduğunun altını çizdi. Avrupa Birliği ile ilişkilerde kazan-kazan yaklaşımıyla daha bütünleşik bir gündemin gerekli olduğunu ifade ederek, gümrük birliğinin modernizasyonu ve vize kolaylıkları gibi konularda ileriye dönük iş birliğinin önemine vurgu yaptı.