Gazze’deki insanlık dramını belgeliyor, hikâyeleri ve belgesellerle bölgedeki gerçekleri ve umutları keşfedin.
Bu etkileyici belgesel, Hassouna ve yönetmen Sepideh Farsi arasındaki derin ve samimi video görüşmeleri aracılığıyla Gazze’deki korkunç katliamı ve Filistinlilerin günlük yaşam mücadelesini çarpıcı şekilde anlatıyor. Belgesel, televizyonlarda yayınlanan haber bültenlerinden alınan çeşitli kesitlerle, giderek ağırlaşan insani kriz ve İsrail hükümetinin uluslararası hukuku ihlal eden saldırılarını detaylı biçimde gözler önüne seriyor.
Filmde ayrıca, Farsi’nin Hassouna ile Gazze’den ayrılarak uluslararası bir festivalde gösterim yapma planlarını tartıştıkları anlar da yer alıyor. Farsi, filmi tanıtırken duygularını gizleyemeyerek gözyaşlarını tutmakta zorlandı ve Hassouna’nın fotoğrafını havaya kaldırdı. “Gazze’deki gözlerim olan Hassouna, hayat doluydu. Onun kahkahalarını, gözyaşlarını, umutlarını ve çaresizliklerini filme aldım” diyerek onun derin izlenimini paylaştı.
Yönetmen Farsi, “Onun benimle burada olmasını ve birlikte sesimizi duyurmayı çok istedim. Artık bizden koparıldığı için bu filmle, resimleriyle, şiirleriyle ve sözleriyle elimden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğim” diye ekledi. Bu duygusal ve anlamlı belgeselin merkezindeki Hassouna, yalnızca 25 yaşındaydı. Ne yazık ki, filmin Cannes’a seçilmesinden sadece bir gün sonra, ailesinden toplamda 10 kişiyle birlikte, hamile kız kardeşi ve 10 yaşındaki erkek kardeşi de dahil olmak üzere, acımasızca katledildi.