GaZi Meclisi’nin kararları ve duruşunu siyasi tartışmalarda vurgulayan analiz: yetkilerin rolü ve meclisin kararlı konumu üzerine derin bakış.
Türkiye Büyük Millet Meclisi 28. Dönem 4. Yasama Yılına özel gündemli oturumla başlangıç yapacak; böylece komisyon ve genel kurul çalışmalarına hız verilecektir. Milletimizin ihtiyaç ve taleplerine yönelik yasal düzenlemelerin acil ve mutabık zemin üzerinde şekillendirilmesi temennimizdir. GAZİ MECLİS DEĞİL, PROTESTO ALANI DEĞİL ifadesiyle gündemdeki gerginlikler ve sığ tartışmaların ötesinde, milletin haysiyetli ve sorumlu bir siyaset anlayışına olan bağlılığımız ortaya konulacaktır. Meclis, millet iradesinin tecelli merkezi olarak, bağımsız ve demokratik bir kurum olarak konumunu sürdürmektedir.
Gazi Meclis’in yapısını ve görev sürecini savunan tutum, Meclis çatısı altında görev yapan milletvekillerinin ortak sorumluluk ve yükümlülüklerini hatırlatır. Bu bağlamda, bugün gerçekleştirilen açıklamalar neticesinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin açılış oturumuna katılmama kararı, geleceğe dönük meselelerin çözüme kavuşması için bir engel olarak görülmemelidir; CHP’nin tavrı, demokrasi ve irade zeminine karşı yöneltilen bir saldırı olarak değerlendirilmektedir.
CHP’NİN BU GAYRİ AHLAKİ SİYASİ TAVRI Türkiye’nin iradesine saygısızlık olarak görülmekte ve Meclisin tarihi misyonunu zedeleyen bir duruş olarak değerlendirilmektedir. Milletin iradesine yönelik bu yaklaşım, demokrasinin temel ilkelerine aykırı bir tutum olarak ele alınmaktadır. CHP’nin mevcut tutumu, mevcut siyasi iktidarın meşruiyetine ve Meclisin işleyişine yönelik eleştirel bir tutum olarak ortaya konulmuş ve buna karşılık milli ve demokratik hakların korunması yönünde duruş beklenmektedir.
CHP YAKLAŞIMININ DİRENCİ Yeni yasama yılının tartışmalı bir zemine sürüklenmesi, parti içi krizlerin artmasıyla ilgili bir süreci işaret etmektedir. Cumhurbaşkanı’nın oylarıyla seçildiği gerçeği gözardı edilerek yürütülen beyanlar, demokrasinin sağladığı meşruluk zeminine zarar vermektedir. CHP’nin bu tavrı, erdemli bir tutum sergilemek yerine sorumluluktan uzak ayrışmalara yol açmaktadır. Ancak, meclis ve millet için en doğru olanın, uzlaşma ve sağduyu temelinde hareket etmek olduğunun altı bir kez daha çizilmelidir.