G20 Zirvesi’nde Türkiye’nin diplomasi ve iklim liderliği; COP31 odaklı vurgu ve uluslararası iş birliğiyle sürdürülebilir gelecek için adımlar.

G20 zirvesinde Türkiye’nin diplomatik temasları ve savunma sanayii, ticaret, enerji, teknoloji ile hava ulaşımı gibi kritik alanlarda kurulan iş birlikleri öne çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye, oturumlar ve basın toplantılarında vizyonunu net bir şekilde ortaya koydu; Gazze’deki insani drama dair tutumunu ve uluslararası toplumun daha etkili adımlar atması gerektiğini sürekli hatırlattı.
Ukrayna–Rusya çatışmasının bölgesel ve küresel güvenliği nasıl etkilediği konusundaki tartışmalar sırasında, Türkiye’nin barışçıl yaklaşımı ve yapıcı rolü bir kez daha ön planda oldu. Küresel ekonomide adaletsizliklerin azaltılması için kapsayıcı bir düzenin gerekliliğini yineleyen Cumhurbaşkanımız, G20 ülkelerinin daha fazla sorumluluk üstlenmesinin önemine vurgu yaptı; sürdürülebilir ve dengeli bir ekonomik mimarinin ancak ortak çabalarla mümkün olduğuna dikkat çekti.
– Türkiye’nin COP31 Başkanlığı ve ev sahipliği vurgusuyla, Cumhurbaşkanı Erdoğan gelecek yıl Kasım’da Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 31. Taraflar Konferansı’nı Türkiye’de ağırlayacağını açıkladı. Bu süreç, iklim diplomasisinde kararlılığın göstergesi olarak değerlendirildi ve COP31 sürecinde Türkiye’nin etkinliğinin yükseldiğini gösterdi.
İletişim Başkanı Duran, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelede yalnızca takip eden değil, yön veren bir aktör olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanımızın 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi, geleceğe odaklanan bir kalkınma vizyonunu tüm dünyaya gösteriyor. Yeşil dönüşüm politikalarında öncelik, enerji, ulaşım, şehircilik ve üretim alanlarını kapsıyor ve COP31 sürecine güçlü bir liderlik zemini sunuyor. Sayın Emine Erdoğan’ın himayesinde küresel bir çevre hareketine dönüşen Sıfır Atık Hareketi, daha yaşanabilir bir dünya için ilham verici başarılar arasında yer alıyor. Atıkların azaltılması ve doğal kaynakların verimli kullanılması hedefleri, COP31’in ruhuyla uyumlu bir yol haritasını oluşturuyor.
Türkiye’nin bu tarihi buluşmayı ülke çapında ve küresel arenada iklim diplomasisinin kalbinde konumlandıracağına inanılıyor. Bu süreç, küresel çözümlerin Türkiye’den yankı bulması için önemli bir adım olarak görülüyor ve emeği geçenlere teşekkürlerle birlikte hayırlı sonuçlar dileyerek sonlandırıldı.