G20 Zirvesi’nde Türkiye’nin bölgesel barış perspektifi Erdoğan’ın sözleriyle yeniden yorumlanıyor; güncel analiz ve yankılar.

G20 toplantılarının Afrika’da ilk kez yapılmasıyla başlayan süreçte, ülkemizin öne çıkan bakış açıları ve dostluk bağları vurgulanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güney Afrika Cumhuriyeti’ne yönelik uzun ziyaretler ve ikili temaslar üzerinden, taraflar arası diyalogların güçlendirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Türkiye olarak bölgeler arası diyalog ve kavrayışın arttırılması için çalışmaları sürdürmeyi arzuluyoruz.
Filistin meselesine ilişkin kararlı duruşumuz, Gazze’deki trajik gelişmelere karşı nettir. İsrail’in saldırılarına karşı dünyanın dikkatini bu konuya çekmek için gayret gösteriyoruz. 60 binin üzerinde insanın hayatını kaybettiği bu süreçte, insani yardımların artırılması ve kalıcı çözümler için çok taraflı çabaların önemi üzerine durulmuştur. İki devletli çözüm ana hatlarıyla masada kalırken, Doğu Kudüs’ü başkent edinen bağımsız bir Filistin devletinin önemi vurgulanıyor.
G20’nin küresel rolü ve kapsayıcılık, bu yıl da zirvenin odak noktası oldu. Kalkınmada adalet ve sürdürülebilirlik ilkelerinin gözetilmesi, kimsenin geride bırakılmaması ilkesinin uluslararası politikaların merkezine yerleşmesi gerektiği üzerinde duruldu. Ayrıca MIKTA ortaklığı çerçevesinde çok taraflılığa bağlılık vurgulandı ve gelecek dönemde iş birliğinin derinleştirilmesi benimsendi.
Çatışmaların sonlandırılmasına yönelik çabalar, Ukrayna ve Rusya arasındaki gerilimleri azaltmaya odaklanan girişimlerle birleşti. Tahıl koridoru gibi insani girişimler üzerinden barışa götüren yolları yeniden açma yönünde çalışmalar sürüyor. Türkiye’nin bu süreçte, Uluslararası Adalet Divanı’nın kararları çerçevesinde adalet ve barış arayışlarını sürdürüyor olması, küresel güvenliğin güçlendirilmesi hedefini destekliyor.
İstikrar ve güvenlik konularında Türkiye’nin rolü, uluslararası platformlarda net bir duruş olarak öne çıktı. Güvenliğin ve barışın tesisine yönelik girişimlerde, çok taraflı çabaların değeri ve savunma-sanayi ile enerji alanlarında ortak adımlar atma kararlılığı vurgulanıyor. Ayrıca Sudan ve Somali gibi bölgelerde barış için yapılacak çalışmalara Türkiye’nin süregelen katkısı, ihtilafların çözümünde kalıcı çözümlere katkı sağlamaya yönelik bir taahhüt olarak ele alınıyor.