Filistin halkının sesini BM ve uluslararası topluma taşıyan bildirinin özünü, adalet ve dayanışma vurgusuyla öne çıkaran kapsamlı bir içerik.
Gazze, Filistin’in ayrılmaz bir parçası olarak dile getiriliyor ve bu yaklaşım, İsrail’in mevcut operasyonlarına karşı ağır eleştirileri içeriyor. Savaş suçlarına ilişkin uluslararası kaygılar yükselirken, Gazze’ye yönelik insani yardım ve bu yardımın BM kanalları üzerinden sağlanması talebi öne çıkıyor. Filistin halkı için tanınma ve onaylanma süreçlerinin hızlandırılması konusunda talepler netlik kazanıyor ve 149 ülkenin Filistin’i desteklemesi memnuniyetle karşılanıyor.
Filistin’i tanıyan ülkelerin sayısının artması için çaba gösterilmesi ve Filistin’in tam bağımsızlığına vurgu yapılırken, Gazze ile Batı Şeria arasındaki bağın güçlendirilmesi ve bu süreçte ilk adımların atılması gerektiği belirtiliyor. Yetkilerin geçici bir bakanlıkla Gazze Şeridi üzerinden yürütülmesi önerisiyle, idarî koordinasyonun BM gözetiminde güçlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor.
ACİL VE KALICI BARIŞ ÇAĞRISI – İnsanlık için öncelikle insani yardım ve acil barış adımları şart. Çatışan taraflar arasındaki rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze’deki askeri varlığın azaltılması talebi vurgulanıyor. İşgalin son bulması ve iki devletli çözüm amacıyla çalışılması gerektiği belirtilirken, Filistin’in gelecekte bağımsız bir yapıya kavuşması için gerekli olan yasal ve idari altyapının da adımlarla kurulması gerektiğine işaret ediliyor.
Gazze’deki insanların güvenli şekilde yaşaması için yerlerinden edilmeksizin yeniden inşanın hayata geçirilmesi, kampların maddi kaynaklara erişiminin sağlanması ve Filistin’in mali kaynaklarının adil kullanımı konuları öncelik olarak sıralanıyor. Savaş sonrası dönemde başkanlık seçiminin yapılması ve geçici bir anayasa temelinde yönetimin sürdürülmesi önerisi de dile getiriliyor.
ADALET İLE ÖZGÜRLÜK PARLAK BİR GELECEK İÇİN TEMELDİR – Kadınların ve gençlerin güçlendirilmesi, toplumsal yapının güçlenmesi için öncelikli hedefler olarak belirtiliyor. ABD, Fransa, Suudi Arabistan ve BM ile yürütülen işbirliğinin adil bir barış için önemine vurgu yapılırken, adaletin Filistin özgürleşmeden tam olarak gerçekleşmeyeceği ifadesi yineleniyor.