DOLAR
41,6938
EURO
48,6801
ALTIN
5.280,53
BIST
10.897,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
23°C
İstanbul
23°C
Açık
Salı Hafif Yağmurlu
18°C
Çarşamba Çok Bulutlu
18°C
Perşembe Çok Bulutlu
17°C
Cuma Parçalı Bulutlu
20°C

Fay Valfi ve Marmara’daki Depremsel Dinamikler: Açık mı Kapalı mı Sürüyen Faylar

Fay Valfi ve Marmara’daki deprem dinamiklerini keşfedin: Açık mı kapalı mı sürüyen faylar ve jeolojik riskler üzerine güncel bir değerlendirme.

Fay Valfi ve Marmara’daki Depremsel Dinamikler: Açık mı Kapalı mı Sürüyen Faylar
06.10.2025 09:25
A+
A-

Faylar ve sürtünme süreçleri, deprem üretiminin temel dinamiklerini anlamak isteyenler için sık sorulan konular arasındadır. Bu yazıda, fay valfi kavramını merkezine alarak, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Osman Bektaş’ın açıklamalarıyla jeolojik aktivitenin deprem enerjisini nasıl etkilediğini özetliyoruz. Sıcak su ve diğer akışkanların fayları geçebilir kılmasi, yüzeye yakın bölgelerdeki sismik hareketlilikle bağlantılı olarak değerlendiriliyor.

Geçtiğimiz yıllarda İstanbul’da 6.2 büyüklüğündeki deprem ve Sındırgı’daki 6.1 büyüklüğündeki tremorlar, fay valfi kavramını yeniden gündeme taşıdı. Özellikle açık ya da kapalı olarak sınıflandırılan fay valfi durumunun, depremlerin nasıl ve nerede başlamasını etkileyebileceği üzerinde duruluyor. Bektaş’a göre, faylar sürünmeye başlamışsa valf her zaman kapalı değildir; bazı bölümlerde açık olabilir ve bu durum sismik enerjinin kontrollü biçimde ayrışmasına yol açabilir.

İstanbul ve Tekirdağ bölgesinde açık valf özelliklerinin izleri Kuala kaya yapılarıyla ilişkilendirilen derin akışkanlar (metan gazı ve sıcak/soğuk sular) yüzeye kadar ulaşarak deniz suyu ile karışabilir. Bu süreçler, fay geçirgenliğini artırır ve sürünmeyi kolaylaştırır; böylece deprem enerjisinin boşalması yavaşlar veya depremlerin sıklığı değişebilir. Bu çerçevede Tekirdağ ve Orta Marmara Çukuru ile Çınarcık Çukuru’nun açık valf sistemine sahip olduğu yönündeki görüşler gündeme geliyor.

“Marmara’da 7’den küçük depremler olasıdır” ifadesi, bölgede süreçlerin nasıl ilerlediğine dair farklı kestirimleri yansıtıyor. Kumburgaz Fayı’nın yaklaşık 3 kilometre derinlikte kilitli ve yüzeye yakın sürünürken, 6.2 büyüklüğündeki deprem ile ilgili kısıtlı enerji birikiminin bu oluşuma yol açtığı düşünülüyor. 1935-1963-2025 dönemlerinde görülen durumlar ise açık fay valfi hipotezini destekler nitelikte yorumlanıyor.

Devam eden artçı sarsıntılar ve bölgesel etkiler Sındırgı’daki 6.1 büyüklüğündeki deprem sonrası Simav’da 5.5 büyüklüğünde bir sarsıntı kaydedildi. Artçılar uzun süreli olarak hissedilmeye devam ederken, Bektaş bu durumu Marmara’daki dinamiklerle bağlantılı olarak ele alıyor. Termal turizmin yoğun olduğu bölgelerde de yüzeye yakın sıcak su çıkışlarının ortaya çıkması, açık fay valfi kavramını güçlendirebilir. Bu bağlamda Batı Anadolu’nun jeolojik süreçlerinin Karadeniz’e yakın alanlarda da etkili olabileceği üzerinde duruluyor.

Bektaş’ın değerlendirmesine göre Marmara faylarının genelinde açık valf özelliği mevcut olabilir. Kumburgaz Fayı 3 kilometre derinlikte kilitli ve yüzeye yakın sürünmeye meyilli olduğundan 6,2 büyüklüğünde deprem üretebiliyor. Açık valf sistemi, faylar genelinde enerji boşalımını kolaylaştırırken, bazı bölgelerde 7’den küçük depremlerin sıklaşmasına yol açabilir. 1935-1963-2025 depremleri bu yaklaşımı destekleyen önemli örnekler olarak görülüyor.

Sındırgı özelinde sürünme ve açık valf ihtimali 49 gün sonra Simav’da görülen sarsıntılar ve artçıların morfolojisi, bölgenin de bu dinamiklerden pay alabileceğini gösteriyor. Termal kaynaklar ve yüzeye yakın ısısal akışkanlar, açık fay valfi kavramını her iki bölgede de yeniden düşünmeye olanak tanıyor. Bektaş, Batı Anadolu’da da benzer süreçlerin yaşanabileceğini vurguluyor: manto yükselişi ve kabuk geriliminin artmasıyla açık valf mekanizmalarının yaygınlaşabileceğini ifade ediyor.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.