Eratosthenes Dağı ve Akdeniz’in deprem potansiyelini derinlemesine inceleyen, bilgilerle zenginleştirilmiş akıcı bir bakış sunuyor.

Denizle çevrili bir coğrafyada, Eratosthenes Dağı adı verilen yükselikler çevresindeki sismik olaylar modern bilimin dikkatini çekiyor. Bu bölgedeki tarihsel deprem kayıtları, 8 ve üzeri büyüklükteki sarsıntıların sık sık meydana geldiğine işaret ediyor ve son yaşanan depremler bu durumu daha net ortaya koyuyor. Bölgenin yapısını mercek altına alan uzmanlar, gaz çıkışlarının da bulunduğu sığ suların çevresinde enerji birikiminin devam ettiğini belirtiyorlar.
11 Mayıs 1222’de kaydedilen büyük deprem, yaklaşık 7 ila 7.5 arasındaki bir büyüklükle tam da bu enerji birikiminin ardından gelmişti. Bu sarsıntı, Limasol ve Lefkoşa gibi şehirlerde derin etkiler yaratmış; Baf’ta en fazla hasar ve can kaybı yaşanmıştı. Depremin sonucu olarak bazı yapıların yıkıldığı, limanın çekildiği ve ardından sulara gömüldüğü söylentilere karışmıştır. Zaman içinde bu bölge için görülen sarsıntılar, 1953 yılında 6.5 büyüklüğünde bir depremde 40’tan fazla kişinin kaybolmasına, 1995’te ise 5.9 büyüklüğünde bir deprem kaydına yol açtı.
Gelecekte büyük deprem ihtimaliyle ilgili olarak uzmanlar, Kıbrıs’ın güneybatısındaki bölgelerin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Paphos yakınlarındaki deprem, Akdeniz içindeki fay hattının Kıbrıs’ın güneyine doğru uzanmasıyla ilişkilendiriliyor. Ancak bu durum, Hatay’daki gelecekteki deprem ihtimalini doğrudan işaret etmiyor; Eratosthenes Denizi Dağları’ndaki gaz birikimi ve bu sarmalın gaz çıkışlarına olan etkisi de hesaba katılmalı. Gaz yataklarının yoğunlaştığı bu bölgede, dalma-batma zonlarındaki bloklar dikkate değer bir rol oynuyor.
Kıbrıs’ın güneyindeki deprem deneyimlerinin etkileri Türkiye’nin güney kıyılarında da hissedilmiş durumda. EMSC’nin bildirdiği verilere göre hissedildiği alanlar arasında Antalya Körfezi ve çevresi de bulunuyor. Geçmişteki deprem verileri, bugün Türkiye kıyılarının da bu sismik etkiye dahil olduğunu gösteriyor. Şu soruların yanıtı için uzmanlar bir araya geliyor: Bir deprem anında hangi bölgeler etkilenebilir, hangi noktalar hissedilir, ve bu etki hangi hatlar üzerinden yayılır?
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy: “Kıbrıs’ın güneydoğusundaki zenit ve onunla paralel fay hatları, 5.2 civarında hissedilen sarsıntıları da tetikleyebiliyor. Bu etkiler, özellikle Kıbrıs’ın doğu kesimlerinden başlayıp Antalya’ya doğru uzanan bölgelerde hissediliyor.” Bu açıklama, bölgesel fay hatlarının sismik enerjiyi nasıl dağıttığını gösteriyor ve gelecekte hangi bölgelerin daha dikkatli izlenmesi gerektiğini işaret ediyor.
Bu bulgular, Eratosthenes Denizi Dağları çevresindeki sismik etkinin, sadece yerel etkilerle sınırlı olmadığını, bölgesel etkilerin de Türkiye kıyılarına kadar uzanabileceğini hatırlatıyor. Akdeniz’in içindeki gaz birikiminin sismik olaylarla etkileşimini anlamak, deprem hazırlığı ve yapı güvenliği açısından kritik bir rol oynuyor.