Çünkü asıl mesele,
12 yıl boyunca sınıf sıralarında oturmak değil;
o yılları, geleceğe ışık tutacak şekilde
değerlendirebilmektir.
Esnek ve Nitelikli Bir Yol!
Bugün hepimizin üzerinde düşünmesi gereken bir gerçek var: Eğitim, sadece yılların sayısıyla ölçülebilecek bir süreç değildir. Önemli olan, gençlerimizin aldığı eğitimin onları hayata ne kadar hazırladığı, hangi becerilerle donattığıdır.
12 yıllık kesintisiz eğitim uygulaması yıllardır tartışılıyor. Kuşkusuz niyet iyiydi, hedef gençleri uzun soluklu bir eğitim sistemiyle buluşturmaktı. Ancak pratikte gördük ki, her öğrenci aynı potada, aynı kalıba sığdırılamıyor. Fıtrat, yetenek, ilgi ve hayaller farklıdır. Bu farklılıkları dikkate almadan herkese tek tip bir yol çizmek, ne yazık ki çocuklarımızın potansiyelini törpülüyor.
Sayın Bakan Yusuf Tekin’in dile getirdiği gibi, eğitim süresini kısaltmak, aynı zamanda bu süreci daha esnek, daha verimli ve daha nitelikli kılmak demektir. Daha erken yaşta mesleki eğitime yönlendirilmiş, yeteneğine göre sanatla, bilimle, teknolojiyle buluşturulmuş bir genç hem ülkesine hem kendisine çok daha büyük katkı sağlar.
Bu değişim, aslında bir eksiltme değil; tam tersine bir zenginleştirme ve çeşitlendirmedir. Çünkü asıl mesele, 12 yıl boyunca sınıf sıralarında oturmak değil; o yılları, geleceğe ışık tutacak şekilde değerlendirebilmektir.
Eğitimde yeni ufuklara açılmanın zamanı gelmiştir. Her öğrencinin farklı bir yolculuğu olduğunu kabul ederek; kimini üniversiteye, kimini mesleğe, kimini sanata hazırlayacak bir sistem… İşte milletimizin özlediği dönüşüm budur.
Bugün, bu adım cesaretle atılırsa, yarının Türkiye’si nitelikli, donanımlı ve üretken gençlerle yükselecektir.