Hayatı dolu dolu yaşamanın sırları: dünyaya bir kere gelirken bin kere yaşamanın yollarını keşfet.
Bir kere dünyaya gelmenin bilinciyle hareket eden Deniz Doğruyol’un yeni sergisi, “Bir Kere Oldum, Bin Kere Doğdum” adıyla Ataköy Baruthane’de izleyiciyle buluşuyor. Bu süreç, Carl Jung’un arketip kuramından ilham alan bir yolculuk olarak öne çıkıyor ve geçmişin kırık parçalarını, yeni bir benliğe dönüştürme çabasıyla sahneleniyor.
İç sesini dinle başlığı altında sergiyi şekillendiren yerleştirmeler, ziyaretçileri sürece dahil etmek üzere kurgulanmış durumda. Sanatçının el yazısıyla duvarlara yazılmış kısa cümleler, kâğıttan tuzluklar ve dilek ağacı gibi öğeler, etkileşimi artırıyor ve her ziyaretçinin kendi iç sesini keşfetmesini teşvik ediyor. Baruthane’nin duvarları, sanatçı ile seyirci arasında kurulan bir dertleşme alanı haline geliyor ve Doğruyol’un tek parça yerleştirme tercihi bu alanı güçlendiriyor.
Doğruyol, papier-mâché tekniğiyle ürettiği heykelleri, yine kendi yazdığı yazılarla tamamlayarak eserlere kişisel bir dil kazandırıyor. Geri dönüştürülmüş kâğıtlar, kırık objeler ve özel izlerden oluşan figürler, geçmişten gelen öğeleri yeniden bir araya getiriyor ve onlara yeni bir benlik kazandırıyor. Sergideki figürler, kayıp, dönüşüm ve yeniden doğuş temalarını barındıran bir ritüel alanı sunuyor.
İBB Kültür ve İBB Miras’ın katkılarıyla gerçekleşen bu sergi, Baruthane’de ücretsiz olarak görülebilir ve her gün, pazartesi hariç ziyaretçi ağırlıyor.
‘Bir karşılaşma alanı’ olarak nitelendirilen deneyimde Deniz Doğruyol, “Kendimi unuttuğum yerde kendime sarıldım” sözleriyle başlayan düşüncesini paylaşırken, buranın izleyicilerin kendiyle buluştuğu bir mabed hâline gelmesini hedeflediğini belirtiyor. Küratör Ceylan Önalp ise, fiziksel olarak bir kere gerçekleşen dünyaya gelme ve var olma durumu ile binlerce kez yeniden doğup kendimizi geliştirme fikrinin birleşimini ifade ediyor. Bu süreçte karşılaşılan her deneyimin, kendi karanlık ve aydınlık yönlerimizle yüzleşmemize olanak tanıdığını vurguluyorlar.