DMM’nin sosyal medya açıklaması ve yargıya, hukuka yönelik saldırıları hakkında detaylar. Hukuki ve sosyal etkileriyle önemli bilgiler içerir.
DMM’nin resmi sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, CHP Genel Başkanı Özel’in, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan’ı hedef alan ve tehditkar ifadeler içeren açıklamalarının, yargı ve adalet sistemimizin bağımsızlığına açıkça saldırı niteliğinde olduğu vurgulanmıştır. Bu tür söylemler, hukuki süreçlerin sağlıklı işlemesini engellemeye yönelik ciddi bir girişim olarak değerlendirilmiştir.
Devam eden adli süreçleri “operasyon”, “komplo” ya da “siyasi intikam” gibi ifadelerle çarpıtmanın, hukuk ilkelerine aykırı olduğu ve yargının bağımsızlığını zedelemeye yönelik kabul edilemez bir tutum olduğu açıkça belirtilmiştir. Ayrıca, İzmir’de yürütülen kentsel dönüşüm kooperatifleriyle ilgili soruşturmanın, tamamen usulsüzlük ve yasalara aykırılık iddialarına dayanarak, yargı tarafından bağımsız bir biçimde başlatılmış olduğunu hatırlatmıştır.
Bu süreçte, mevcut İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın da soruşturma kapsamında, kamu görevinin gereklerini yerine getirdiği ve yasal prosedürlerin usulüne uygun işletildiği vurgulanmıştır. Sayın Özel’in, “Akın Gürlek ile yarışan, sonunda Akın Gürlek ile hesaplaşan” söylemi, yargı makamlarına karşı pervasızca yapılmış tehdit içeren ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayan bir ifadedir.
Yine, “Erdoğan’ın hepsinden haberi var” şeklinde, somut delillere dayanmayan iddialar ile yargı süreçlerini siyasallaştırmayı amaçlayan, kutuplaşmayı artırmaya yönelik açıklamalar da, hukuki meselelere müdahale girişimi olarak kabul edilmiştir. Hiçbir yetkili veya kişi, yargı mercilerini hedef göstererek, devam eden soruşturmalara yön verme veya etki altına alma hakkına sahip değildir.
Gizlilik kararı alınmış dosyalara ilişkin bilgi sızdırma iddialarının ise, yargıya güveni sarsmaya ve dezenformasyon yaratmaya yönelik açık ve kasıtlı bir faaliyet olduğu belirtilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunu hatırlatan açıklamada, herkesin yargı önünde eşit ve adil yargılanma hakkına sahip olduğu vurgulanmıştır.
Geçmişteki yargı süreçleri örnek gösterilerek, mevcut soruşturmaların hukuki niteliğinin tartışmaya kapalı olduğu ve her bir davanın deliller ışığında bağımsız şekilde değerlendirilip karara bağlandığı ifade edilmiştir. Ayrıca, siyasi liderlerin, toplumsal barış ve hukukun üstünlüğünü zedeleyecek söylemlerden uzak durmaları, yargı kararlarına saygı göstermeleri ve adaletin tecellisine güvenmeleri çağrısında bulunulmuştur.