Türkiye’de dijital şiddete karşı 16 günlük aktivizm ve yeni çözüm çağrısı: farkındalık, mücadele ve somut adımlar için rehber.

Birleşmiş Milletler ve uluslararası aktörlerle uyum içinde, dijital dünyanın kadınlar ve kız çocukları üzerinde yarattığı baskı ve tehditler toplumsal bir mesele olarak karşımıza çıkıyor. Bu dönemde, çevrimiçi alanlarda maruz kalınan taciz, paylaşılmayan rızaya dayalı içerik ve yapay zekâyla üretilen sahte görüntüler gibi örneklerle dijital şiddet giderek belirginleşiyor.
UNESCO’nun 2021 verilerine göre, genç kadınlar ve kız çocukları global ölçekte sosyal medya üzerinde olası tacize karşı savunmasız durumda. Her dijital şiddet vakası, temel insan haklarının ihlali olarak kabul edilmeli; çünkü bu saldırılar evlere, iş yerlerine ve sokaklara yayılıyor ve bazı durumlarda fiziksel şiddete ya da kadına yönelik cinayetlere kadar uzanabiliyor.
Çözüm için kolektif adımlar şart. Hükümetler mevzuatı güçlendirmeli, teknoloji firmaları güvenliği başta olmak üzere önleyici tedbirlere öncelik vermeli; işverenler dijital güvenliği teşvik etmeli; sivil toplum ve medya ise farkındalık yaratmalı ve mağdurlara destek sunmalı. Kadınlar ve kız çocukları için daha güvenli bir dijital gelecek, toplumun ortak kararlılığı ve eylemiyle mümkün olacaktır.
Bu yıl, UN Women ve UNFPA Türkiye ortak çalışmasıyla gerçekleşen #NoktayıKoy kampanyası, dijital şiddetin acil ve ciddi bir konu olarak ele alınmasını hedefliyor. Kampanya, öğretmenleri, ebeveynleri, politika yapıcıları ve teknoloji şirketlerini diyalog içine davet ederek dijital alanları kadınlar ve kız çocukları için daha güvenli, eşitlikçi ve güçlendirici bir yer haline getirmek üzere nasıl işbirliği kurulabileceğini gösteriyor.
Beş İyi Niyet Elçisi ve dijital içerik üreticilerinin desteğiyle 16 Günlük Aktivizm boyunca görünürlük ve farkındalık artırılacak; dijital şiddetin çeşitli biçimlerine dikkat çekilecek ve milyonlarca takipçinin desteğiyle çevrimiçi istismar kavramının son bulması için güçlü bir çağrı oluşturulacak. Dayanışma ağları kurularak savunuculuk yürütülecek ve dijital güvenliğin bir ayrıcalık değil, yasal bir standart olarak hayata geçirilmesi için baskı artırılacak.
Bu mücadele, tüm paydaşların ortak sorumluluğudur. Herkesin, dijital şiddeti görmesi, tanımlaması, belgelemesi ve mağdur olanların yanında yer alması için çağrıda bulunuyoruz. Kadınlar ve kız çocukları için dijital alanlar, güvenli ve kapsayıcı hale gelene kadar çalışmaya devam edeceğiz.
Kolektif eylem kapsamında devletler yasa ve uygulamalarda ilerleme kaydederken, teknoloji şirketleri güvenliği bir öncelik olarak benimsemeli; işverenler dijital güvenliği teşvik etmeli; medya ve sivil toplum ise farkındalık yaratmalı ve destek ağlarını güçlendirmeli. Bu süreçte, dijital şiddetin her biçimini belgelendirmek ve karşı durmak için toplumsal olarak birleşmemiz gerekiyor.
Şimdi harekete geçme zamanı. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik dijital şiddete noktayı koyma çağrısı, ortak bir sorumluluk olarak yükseliyor.