Türkiye’nin fay hatları ve deprem riskleri hakkında en güncel bilgiler, yenilikçi yaklaşımlar ve deprem bilgi sistemleriyle güvenli yaşam için ipuçları.
Geçtiğimiz yıl, Beun Mühendislik Fakültesi Geomatik Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu önderliğinde önemli bir sosyal sorumluluk projesi hayata geçirildi. Bu proje kapsamında, Türkiye genelinde her noktanın zemin yapısı ve fay hatlarının olası deprem etkilerini interaktif ve internet tabanlı olarak gösteren “Deprembis” adlı yenilikçi bir sistem geliştirildi. Bu sistem, kullanıcıların olası depremin etkileyebileceği alanları ve sarsıntı şiddetini renk kodlarıyla görsel olarak sunmayı amaçlamaktadır.
Yazılım, tüm Türkiye’yi kapsayan ve detaylı hesaplamaların ardından ücretsiz erişime açılan www.deprembis.com.tr adresi üzerinden kullanılabiliyor. Kullanıcılar, bu platformda kırmızıdan maviye doğru değişen renk skalasında, muhtemel hasar ve sarsıntı şiddetini kolayca görebilirler.
Prof. Dr. Kutoğlu, deprem riskinin sadece geniş alanlar yerine, özellikle yerel zemin yapısına göre değişiklik gösterdiğine dikkat çekerek, “İl, ilçe ve mahalle isimleri üzerinden yapılan açıklamalar, vatandaşları tam anlamıyla bilgilendirmiyor. Çünkü aynı mahallede zayıf zeminlere sahip alanlar ile güçlü zeminler yan yana bulunabiliyor. Bu nedenle, vatandaşlarımızın deprem konusunda gerçek anlamda bilinçlenmesi ve bilgi edinmesi adına, evlerinin zemin yapısını detaylıca analiz eden ve olası deprem etkilerini hesaplayan yeni bir özellik geliştirdik” dedi.
Bu yeni özellik sayesinde, vatandaşlar, uygulamada kendi evlerinin veya ilgilendikleri alanların fay hattına olan uzaklıklarını, zemin özelliklerini ve fayın oluşturabileceği maksimum deprem kuvvetini görebilecekler. Ayrıca, fay ve zemin bilgileriyle entegre edilen bu sistem, en büyük deprem ivmesi hesaplamalarını yaparak, hangi noktaların daha fazla hasar görebileceğine dair öngörüler sunmaktadır.
Yazılım, deprem ve zemin analizinde kullanılan temel parametreler olan fay uzaklığı ve jeofiziksel zemin özelliklerini dikkate alarak, özel formüller ve algoritmalar kullanmaktadır. Prof. Dr. Kutoğlu, “Faya olan uzaklık ve zemin durumu gibi verileri alıp, bunları uygun formüllerle bütünleştiriyoruz. Bu sayede, her bölgenin depremden ne kadar etkilenebileceğini ve zarar görebileceğini öngörebiliyoruz” ifadelerini kullanmıştır.
Hesaplamaların zaman alıcı olması sebebiyle, uygulama arka planda büyük veri ve karmaşık hesaplamalar yapmaktadır. Bu nedenle, hesaplama sonuçlarını önceden hazırlayıp, kullanıcıların hızlı erişimi için sistem entegrasyonu planlanmaktadır. Bu sayede, yoğun kullanım sırasında bile, vatandaşlar en güncel ve doğru bilgileri anında edinebilecekler.
Prof. Kutoğlu, Marmara Denizi ve çevresindeki fay hatlarını detaylı şekilde incelediklerini belirterek, “MTA haritasındaki fayların geometrisine göre, kırmızı bölgeler olası en kuvvetli depremleri gösterecek alanlardır. Sarı alanlar orta derecede hasar görme ihtimali olan bölgeleri, yeşil alanlar ise çok hafif zarar görebilecek noktaları temsil ediyor” dedi.
Özellikle, Batı kolu üzerinde yapılan hesaplamalarda, İstanbul’un beklenen depremden çok fazla etkilenmeyeceği, daha çok Çanakkale ve çevresinde güçlendirici sarsıntıların olabileceği öngörülüyor. Ayrıca, Kuzey Anadolu Fayının güney segmentinde, Gemlik Körfezi’nden başlayıp, Bursa ve Bandırma üzerinden ilerleyen fay hatları, deprem etkisinin en yoğun şekilde hissedilebileceği alanları belirlemektedir. Bu bölgelerde, yapıların güçlendirilmesi ve kentsel dönüşüm çalışmaları, risklerin azaltılması açısından büyük önem taşımaktadır.