Cumhuriyetin doğuşunu öykü diliyle anlatan özlü ve yeniden yazılmış bir hikâye ile tarih tutkunlarına sürükleyici bir keşif sunuyor.

Mustafa Kemal, Samsun’a çıkarak bağımsızlık mücadelesinin ilk adımlarını attı ve Erzurum’da kurmay heyetine gelecek yol haritasını yazdırdı. Bu sırada o, kimsenin görmeyeceği bir defterin içindekilerin güvenliğini en üst seviyede tutmayı öğütledi ve ardından şu ana hatları düşürdü: Zafer sonrası devlet biçiminin cumhuriyet olması yönünde kararlı bir vizyon taşıyordu.
İstihbarat raporları, Ankara’da kurulan geçici hükümetin gerçekte bir cumhuriyet olup olmadığı konusundaki şüpheleri gündeme getiriyordu. İngiliz istihbaratı ve işgal güçlerinin gözlemleri, başşehirdeki gelişmeleri yakından izliyor, halkın padişah sevgisinin devlet biçimini açıkça itiraf ettirmeyeceğini belirtiyordu. Büyük Zafer, Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile 30 Ağustos 1922’de geldi ve Lozan Antlaşması 23 Ağustos 1923’te Meclis tarafından onaylandı; Cumhuriyetin ilanı ise 29 Ekim 1923’te resmen duyuruldu.
Nutuk’a göre, Atatürk zamanında şu sözlerle bu süreçleri aktardı: Cumhuriyetin ilanıyla ilgili çalışmalar, Ankara’daki dostlar arasındaki tartışmalar olmadan hızlı bir biçimde yürütüldü. İsmet Paşa ile birlikte hazırlanan taslaklar, gerekli adımlar atılarak Meclis’te görüşülüp kabul edildi. 29 Ekim akşamı Meclis, Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nda değişiklikleri oy birliğiyle geçirdi ve gece yarısına kadar süren süreçte Cumhurbaşkanı seçimi tamamlandı; ayrıca Cumhurbaşkanlığı’nı üstlenen Mustafa Kemal Paşa, bu görevi tek başına üstlenmiş gibi tek sesli bir destek gördü.
Meclis’teki oylamanın ardından kürsüye gelen Atatürk, Cumhuriyetin dünya çapında tanınması için milletin gösterdiği güven ve sevginin önemine vurgu yaptı. Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte Türk milleti, kendi eserleriyle dünya devletleri arasındaki yerini güçlendirecek bir vizyonla ilerleyeceğini ifade etti. “Milletimiz kendi sahip olduğu değerlerle, yeni devlet düzenini medeniyet dünyasına layık bir şekilde sunacaktır.” Bu cümleler, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilerideki başarılarını da işaret ediyordu ve Atatürk, birlik ve birlikte hareket etmenin önemini tekrar vurgulayarak konuşmasını tamamladı.