Çocukluk lösemisinde erken farkındalık ve kişiye özel tedavi yaklaşımlarıyla tedavi sürecini ve yaşam kalitesini güçlendirin.

Günümüzün hızlı teknolojik yaşamı ve tüketim odaklı alışkanlıkları, çocuk sağlığını giderek daha çok etkiliyor. Hava kirliliği, hazır gıdalar, kimyasal oyuncaklar ve ekran başında geçirilen uzun saatler, çocukluk çağı lösemi vakalarının artışında çevresel etkenlerin rolünü güçlendiriyor. Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Canpolat bu durumun yalnızca genetik değildir; çevresel faktörlerle de yakından ilişkili olduğunu belirterek, “Pestisitli gıdalar, hava kirliliği, plastik kullanımındaki artış ve elektromanyetik alanlar, çocukların bağışıklık sistemini zayıflatıyor. Ailelerin bilinçli olması, erken farkındalık açısından kritik öneme sahip.” şeklinde görüş belirtiyor.
Lösemi, adeta sinsice ilerleyen bir hastalık olduğundan belirtileri çoğu zaman başka rahatsızlıklarla karıştırılabilir. Prof. Dr. Canpolat, erken tanının sadece yaşam süresini değil tedavinin başarısını da doğrudan etkilediğini vurgulayarak, “Her gün erken fark edilen bir durum, bağışıklık sisteminde önemli kazanımlar sağlar. Hastalığın ilk aşamalarında tanı konulduğunda çoğu çocuk tamamen sağlığına kavuşabilir. Ancak gecikmiş tanı, hastalığın yayılmasına ve tedavinin zorluğuna yol açar. Aileler en küçük şüphede bile uzmana başvurmalı.” diyor.
Kişiye özel tedavi yaklaşımları öne çıkıyor. Çocukluk çağı kanserleri içinde löseminin en sık görülen türü olan bu hastalıkta, geleneksel kemoterapilerin ötesinde hedefe yönelik ilaçlar kullanılarak sağlıklı hücreler korunuyor ve yan etkiler azalıyor. Canpolat, “Geçmişte tüm hızlı bölünen hücreleri etkileyen kemoterapiler bugün yerini lösemi hücrelerini hedef alan tedavilere bıraktı. Bu sayede saç dökülmesi, mide bulantısı gibi yan etkiler daha az görülüyor; çocuklar tedaviyi daha iyi tolere ediyor.” şeklinde konuşuyor.
Lösemide dikkat edilmesi gereken belirtiler Prof. Dr. Canpolat, erken işaretleri şu şekilde özetliyor ve ebeveynlere rehberlik ediyor:
Bu belirtilerle karşılaşıldığında, vakit kaybetmeden uzmana başvurmak, çocuğun hayati süresini ve yaşam kalitesini olumlu yönde etkiler. Aileler, erken farkındalığı sağlamak için çocuklarının genel sağlık durumunu yakından takip etmelidir.