Çocuk istismarı ve koruma çalışmalarıyla ilgili en güncel gelişmeleri öğrenin. Çocukların güvenliği ve hakları için bilinçlenin, farkındalık yaratın.
Günümüzde çocuklar, hem dijital platformlar hem de sosyal ortamlar aracılığıyla çeşitli risklerle karşılaşabilmektedir. İstanbul Kültür Üniversitesi tarafından düzenlenen ve “Risk Altındaki Çocukların Tespiti ve Korunması” başlıklı etkinlikte, Türkiye’de gerçekleştirilen çalışmalar detaylı şekilde ele alınırken, özellikle öğretmenlerin çocuk istismarı ve ihmalini tespit etmedeki kritik rolü vurgulandı. Bu bağlamda, uzmanlar ve eğitimciler, çocukların güvenliğini sağlamak adına sistemli ve bilinçli yaklaşımların geliştirilmesinin önemini bir kez daha ortaya koydu.
Hürriyet’e açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Münevver Mertoğlu, Türkiye’de yapılan çeşitli araştırmaların öğretmenlerin çocuk istismarı ve ihmali konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını ortaya koyduğunu belirtti. Örneğin, Afyonkarahisar’daki 51 ilkokuldaki 400 öğretmenle yapılan araştırmada, katılımcıların %84,2’sinin öğretmenlik eğitimleri sırasında çocuk istismarı ve ihmali konusunda herhangi bir eğitim almadığı tespit edildi. Ayrıca, araştırmaya katılan öğretmenlerin %87’si, çocuk koruma kanunu ve ilgili mevzuatlar hakkında bilgi sahibi olmadıklarını dile getirdi. Öğrenci adayları arasında yapılan başka bir araştırma ise, %58’inin risk altındaki çocukların belirlenmesi ve yönlendirilmesi konusunda eğitim ihtiyacı duyduğunu ortaya koydu. Bu veriler, çocukların yaşam kalitesini ve sağlıklarını tehdit eden risklerin fark edilmesi ve önlenmesi adına öğretmenlerin bilgi seviyesinin yükseltilmesi gerektiğine işaret ediyor.
Çocukların sağlığına ve gelişimine olumsuz etkileyen, bedensel bütünlüğünü bozan olaylar, fiziksel istismar olarak tanımlanır. Bu tür istismar, aile bireyleri tarafından da yapılabilmekte ve çoğu zaman öfke veya cezalandırma amacıyla gerçekleştirilmektedir. Fiziksel istismar belirtileri arasında, çocuğun yüzünde veya vücudunda açıklanamayan kırıklar, morarmalar, yırtıklar veya diğer yaralanmalar yer alır. Ayrıca, bu belirtilerin saklanması, hekime başvurmadaki gecikmeler ve sürekli sevgi veya ilgi ihtiyacı gibi davranışlar da önemli göstergelerdir. Çocuklar, saldırgan davranışlar sergileyebilir veya akademik başarılarında ani düşüşler yaşayabilirler. Bu belirtiler, hem aile içinde hem de eğitim ortamında dikkatlice izlenmelidir.
“Her düşük akademik başarı, istismar mağdurudur” şeklinde bir genelleme yapmak doğru değildir; ancak, kronik başarı sorunlarının, çocuklarda istismar veya ihmali düşündürmesi gerektiği vurgulanmalıdır. Öğretmenler ve okul yöneticileri, çocukların davranışlarını ve performanslarını sistematik bir biçimde izlemeli, şüpheli durumlarda ise ilgili kurumlara rapor vermelidir. Çünkü, tespit edilmesi en zor olan istismar türlerinden biri cinsel istismardır. Çocuklar, tehdit veya korku nedeniyle sessiz kalabilirler. TÜİK verilerine göre, 2021 yılında güvenlik birimlerine getirilen çocukların %24,4’ü, 2022’de %31,9’u ve 2023 yılında %25,7’sinin cinsel suç mağduru olduğu belirlenmiştir.
Almanya Leipzig Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Stephanie Schiedermair, çocukların yaşam koşullarını olumsuz etkileyen yetersiz beslenme, sağlıksız yaşam ortamları, ev içi şiddet ve okula devamsızlık gibi faktörlere dikkat çekti. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme kapsamında, çocukların yararının her zaman temel ilke olması gerektiğini hatırlatan Schiedermair, Avrupa ülkeleri dahil olmak üzere, bu sözleşmenin geniş bir yelpazede yorumlanması nedeniyle, çocuk yararının küresel ölçekte ortak standartlara ulaşmayı zorlaştırdığını belirtti. Devletlerin, ihmal ve istismara uğrayan çocukları tespit edip koruma sorumluluğu olduğunu ve zararın oluşmasından önce önlemler alınması gerektiğine vurgu yaptı.